“ Hayat, yaptığımız hatalardan ve işlediğimiz günahlardan ibaret uzun bir yolculuktu.”
Kitaptan kısaca bahsetmek istiyorum siyasetçi Berhan Dağlıca ve oğlu Cihan'ın hikâyesi bu. Berhan'ın Mevsim ile yaşadığı aşk, Cihan ve Yıldız'da devam ediyor diyebiliriz. Kitap flash back tarzında geçmişten ve günümüzden bölümlerle anlatılıyor, bu okuyucuyu oldukça merakta bırakıyor ve kitabın daha sürükleyici olmasını sağlıyor bence. Kitap beni mahvetti. Yeri geldi ağladım yeri geldi mutlu oldum.Aşk bu kadar mı güzel anlatılırdı. Duyguların yoğunluğunu sonuna kadar hissedeceğiniz bir kitap. Betimleme oranları,diyalog oranları ve kurgu ilerleyişi gayet yerinde.Yazarın emeğine kalemine sağlık.
ARKA KAPAK YAZISI ◇
"Ne yazık ki aşkın hakkı, hukuku yoktu. Adaleti, şirazesi, terazisi yoktu. Kimi kibrit çöpü kadar kısa yanıp sönerken, kimi bir ömür sürüyordu. Birbirine benzemiyordu hiçbiri. Kimi büyük tutkular ve delice arzularla sarsıyordu insanı… Kızıl bir ateşin damgasını vuruyordu değdiği yere. Kimi kalbe huzur estiren, uyumlu, olgun bir melteme benziyordu. Yorgun ömrün son huzur durağı oluyordu."
~
Hayatını, çocukluk ve gençlik yıllarına damga vuran bir aşkın gölgesinde sürdüren siyasetçi Berhan Dağlıca ile oğlunun yolları acı bir olayla yeniden kesişir ve hiç beklemedikleri bir anda pişmanlıklarıyla yüzleşmek zorunda kalırlar. Bu gecikmiş hesaplaşma onlar için bir son durak mı, yoksa yeniden başlamak için bir şans mıdır?
@brunettee |