Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İslam’ın öğretileri aşırılığa, ifrata ve tefrite engel olacak bir niteliktedir. Benim görüşüme göre bütün aşırılıklar, insanların kalplerini katılaştıran “ideolojik katılıktan’ kaynaklanmaktadır. Yani insanlar, içinde yaşadığımız dünya ve insanlar hakkında, hiçbir şekilde tartışma konusu yapılamayan, ‘ya öyle ya böyle’ tavrında, menü varsayımlarda bulunuyorlar. Bu, bir grubun diğer grubu “Ötekileştirmesine’ vesile oluyor. Ötekileştirme sadece insanları bir gruba ait diye etiketlemekten ibaret değildir. Bir gruba ait olmak gayet tabiidir ve modern toplumun bir parçasıdır. Ötekileştirme, bir grubun diğer grubu menfi bir şekilde tanımlaması ve bütün üyelerinin aynı olduğunu ileri sürmesidir. Bu ise insanların kalplerini katılaşıırır ve farklı görüşlerde oldukları düşünülen insanlarla müspet bir şekilde iletişim kurmasma mani olur. İslam, insanları ötekileştirmez. Müslüman olmayan insanların talihsiz, kötü bir kadere mahkum veya kötü olduklarını iddia etmez. Kur’an, müslüman olmayan toplulukları "Hepsi bir değildir..."(Kur'an,3:113. Bu ayette,ehli kitaba bir hitap varsa da bütün insanlar için geçerlidir) ve "...ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar."(a.g.e) şeklinde tanımlar. Kur’an-ı Kerim’de bu anlayış, müminler için de geçerlidir; bazı müminler istikamet üzeredir, bazıları ise değildir. Bununla beraber İslam, bütün insanlığa merhamet, muhabbet ve adalet ile muamelede bulunulması gerektiğini öğretir (bkz. Bölüm 14).
Sayfa 397Kitabı okudu
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.