Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Yaşlı bir kadının iki büyük tenceresi varmış; tencereler bir direğin iki ayrı ucunda asılıymış ve kadın bu direği sırtında taşıyormuş. Bir tencerede bir çatlak varmış, diğeri ise kusursuzmuş ve her zaman ağzına kadar su taşıyormuş. Dereden eve yaptığı uzun yürüyüşün sonunda, çatlak tencerenin içindeki su miktarı yarıya iniyormuş. İki yıl boyunca bu düzen böyle devam etmiş. Kadın eve hep biri tamamen, diğeri yarısına kadar dolu iki tencere su getirmiş. Elbette, kusursuz tencere başarısından ötürü gururluymuş. Ama çatlak tencere kusurundan utanıyor ve amacının yalnızca yarısını yerine getirebildiği için üzülüyormuş. Kadersiz bir başarısızlık gibi görünen iki yılın ardından, bir gün derenin kenarında kadınla konuşmaya karar vermiş. " Kendimden utanıyorum, çünkü yanımdaki bu çatlak senin evine gidene kadar suyun yarısının dökülmesine sebep oluyor. " Yaşlı kadın gülümsemiş, "Yolun senin asılı olduğun tarafının çiçeklerle dolu olduğunu, ama diğer tencerenin bulunduğu tarafta tek bir çiçek olmadığını fark etmedin mi? Senin kusurunu bildiğim için, yolun senin bulunduğun tarafına çiçekler ektik ve her gün geri dönüş yolunda sen onları suluyorsun. Ben de iki yıldır bu güzel çiçekleri toplayıp masamı süslüyorum. Sen olduğun gibi olmasaydın, bu evi süsleyen bu güzellikler de olmayacaktı." Her birimizin eşsiz bir kusuru var. Ama birlikte sürdüğümüz hayatı ilginç ve güzel kılan, her birimizin getirdiği belirli çatlak ve kusurlardır. Yerli yerine oturan yapboz parçaları gibi, kenar ve kıvrımlarımız aksi mümkün olmayacak bir bağ oluşturmamıza yardımcı olur. İnsanları oldukları gibi kabul ettiğinizde, her birinin bireyselliğindeki iyiliği bulmak kolaylaşır. Bazen kusur olarak algıladığınız bir şey mükemmelliğe giden yol olabilir ve belki de tüm nitelikler arasında en iyisi olduğunu görebilirsiniz.
Sayfa 152 - BUTİK YAYINCILIKKitabı okudu
··
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.