Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

375 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Yazar, gerçekten yazdığı romanlarında, yaşanılan bölgenin kültürünü ve yaşam şeklini çok iyi inceleyen biri. Kitap; Dogu'nun din, ahlak ve kültür açısından, Batı gözüyle kurgulanmış bir hikâyesi... Gerçeklik içeren hikayeler, eğer doğrunun ne olduğu sorgulaması ve yeni bir yaşam felsefesi kazandırma amaciyla, edebiyat eseri olarak tüm dünyada popülarite kazaniyorsa, ben bunu tarafsızlık ve iyi niyet ölçüleri içinde yazıldığına inanarak, okuyup değerlendiremem. Tarihsel ve kültürel gerçekliklere dayanması romana akıcılık, renklilik sağladığı gibi, okuyana kendinden önermeler de sunmaktadır. Bir müslüman ailenin, kadına bakış açısı, evlilik ilişkileri, çok eşlilik, kadının toplum içindeki kurallara hapsedilmiş yaşamı romanın ilk bölümünde Hasan'in doğumu ve çocukluk yıllarının anlatılırken hikayelesiyor. Sonrasında gelen bölümde, kuşatma altında bir şehir olan Granada'nin ve yaşayan halkın durumu anlatılırken de, aslında "Estağfurullah" adındaki bir din adamı ile Ebu Hamr adında bir hekimin halk ile olan ilişkileri anlatılmakta, bunu yaparken de aslında İslâm'in toplum yaşamındaki yobazlık ve dogmaları, akıl süzgecinden geçirilerek sunulmaktadır Daha sonrasında, Hasan'in hayatını anlatmaya devam eden roman;, farklı şehirlerde yaşanan hayat kesitlerini anlatırken, yine o bölgenin kültürü, toplumsal yaşamı hakkında detaylı bir anlatım ve hikaye içermektedir. Özellikle Cezayirdeki anlar anlatılırken Barbaros Hayrettin hakkındaki tasvirleri, Kahire ve Mısır'daki süreç hikaye edilirken Yavuz Sultan Selim ve Osmanlılar hakkındaki, tarihi ve tam bir eleştirel bakış açısı ile ele alınan kurgu ve anlatımlar, edebiyat adına ne derece bilinçli bir çalışma sergilendiğini kanıtlamaktadır.... Taraflı hazırlanmış kurgu hikaye dahi olsa, kültür, inanç ve toplum yaşamını bu derece iyi gözlemleyerek, bu denli güçlü bir anlatımla bir edebiyat eseri olarak ortaya koymak ta, kesinlikle takdir edilmesi gereken bir başarıdır. Batı, gücünü edebiyat ve kültür sanat alanlarında da göstermiştir, kendi düşünce sistemine uygun bir felsefe ve tarih te yaratmak için elinden geleni yapması çok doğal bir şeydir... Hikayedeki bazı noktalar, kendi kültürümüzdeki hatta inanç sistemimizdeki kabul edilemeyen ve akılcı düşünce tarafından eleştirilen bazı yönleri ortaya koyarak bizi üst aklın istediği doğrultuda düşünmeye sevk etmektedir.... Bu tür eserlere belki de farklı bir anlayışla bakmayı da öğrenmeliyiz. , Kendimizi ne kadar az tanıdığımızi ve belki de toplum olarak sadece bu yüzden - eleştiren ve sorgulayabilen bir kişilikte olmamamızdan - çağı ve gelişimi bir kaç yüzyıl geriden takip etme nedenlerini gözümüze sokan bu tür eserleri, bir düşman veya emperyalizmin kültür saldırıları olarak görmek yerine; iyiyi güzeli özleyen ve arayan ve kendi öz eleştirisini yapabilen bir toplum olma vasfını kazanmaliyiz artık. Eskilerin bir sözü vardır. "Altını olan kuralı koyar." Bu; edebiyat, kültür ve sanat için de geçerlidir...
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,3bin okunma
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.