Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

504 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Körleştirici etki üzerine bir beyan
Çekilin yoldan, “türlerin kökeni” geliyor. Elbet bilimsel bir kuram hakkında inceleme yapmak bir yana, fikir beyan etmek bile sıradan okuyucu için cesaret ister. Hele konu bir de Darwinizm olunca tehlike çanları çoktan cıyaklamaya başlamış demektir. Çünkü Tanrı’nın Sopası olmaya hevesli bir dünya cennet havarisi, sizi kısık ateşte görmek üzere karşınıza dikilmiş olacaktır. Sağduyulu olan ahaliye sözümüz yok tabii. Neyse ki her daim gözü pek bir cengâver olmanın verdiği özgüvenle atladım atıma, zamandan hızlı, fakat geriye dönük, dörtnala…, yetiştim bundan tam 188 yıl öncesi bugüne! 27 Aralık 1831, Beagle adlı kafirin gemisi İngiltere’den ayrılmak üzere hasretle bizi bekler. Kaptan FitzRoy, istikamet Varoluş’un kökenleri, iskele alabanda yelkenler ise fora! Her ne demekse, bu kulağa hoş geliyor :) Öyle ki hiçbir ayna içimizi gösteremez. Fakat karşısına geçip de kendini şöyle tepeden tırnağa süzmemiş, kaşına gözüne bakmamış kimse yoktur sanırım. Üstelik bazıları bunu aşkla yapar. Ah Narkissos! Lakin bir de bu yansımada daha başka bir alemin izlerini görenler vardır. Ben de onlardan biri olsa gereğim. Kendine yahut etrafında dönüp dolaşan şekillere bakıp da bu oluşu sorgulamamak mümkün müdür? “İyi de nasıl Ey Tanrı’m!” diye soracak olsam bir cevap gelmez. O halde doğru cevabı bulmak üzere ne yapmalı? Evvela atadan kalma öğretiler ve inanç sistemleri arasında gidip gelen bir ping pong topu olursunuz, raket öylesine sert ve insan aklıyla alay edercesine vurur ki her seferinde serseme dönersiniz. Ademler, Havvalar, Şeytanlar, Yasak Meyveler ve Cennet’ten düşmeler… Üstelik yasaklanmış meyvenin hangi meyve olduğu üzerinde bugüne kadar tam bir fikir birliği sağlanamamıştır. Bu çok üzücüdür. Sonra o ping pong masasını terk etmeye karar verirsiniz, çünkü sizinle yeterince oynanmıştır. Elveda huriler, elveda sonsuz yaşam :( Bu konu kendi başına bile yeterince ciddi bir hayal kırıklığıdır. Gelgelelim kaybettiklerimizin dışında kazandıklarımıza. Varsın olsun yaşamım kısacık olsun. Çağımız itibariyle artık inkâr edilecek bir yanı kalmayan Doğal Seçilim’in dili olsaydı eğer, apaçık gerçeği göremeyen ve olmayan ülkenin vaatleriyle kandırılmış insanlar için ağıt yakar, gözleri olsaydı eğer ağlamaktan o güzelim gözpınarcıkları kuruyup giderdi. Ortak ata, her neye benziyorsa, mezarında ters döner, oluştuğu hiçliğe geri kaçardı. Karakter ıraksamasından, büyüme ilintisine; güdük ve kökendeş organlardan coğrafi dağılıma, varoluş mücadelesinde ayrıcalıklı ırkların korunması ve buna bağlı olarak iyileşerek değişmesinden, silahlanamayanları yok edişine; çeşitlenmeden içgüdülerin kalıtım yoluyla miras bırakılmasına ve de kuramına en büyük tehdit olarak gördüğü kayıp halkaların neden bulunamadığına dair müthiş araştırmalar, açıklamalar, deneyler… Hep düşünmüşümdür, bir insan savunduğu veya inandığı değerler hakkında körü körüne yahut kulaktan duyma yaşamamalıdır. Ne de olsa uğruna harcadığı kendi hayatıdır. Ne yazık ki öyle anlar gelir ki inancı veya davası uğruna harcadığı sadece kendi hayatı olmaz, başka yaşamları yok etmeyi de bir hak olarak görebilir. Hal böyleyken gönülden bağlı bulunduğu dinin kitabını birinci ağızdan ve anlamaya çalışarak hiç okumamak olur mu? Defalarca anlamadığı bir lisanda hatim etmek neye yarar? Ben mi yanlış düşünüyorum? Hristiyansan incili, yahudiysen torayı, zerdüştsen avestayı bileceksin? Atatürkçü isen Nutuk’u, ülkücüysen dokuz ışık’ı, komünistsen kapital’i ve manifestoyu… Savunduğu ideolojinin programını bilmemek pek gülünç olmaz mı? Önyargıları kırmanın yegâne yolu özgür düşünceye sahip olabilmektir. Düşüncelerimizde ve eylemlerimizde bizi esir almış görünmeyen zincirler mevcut ne yazık ki ve en kötüsü ise bunun farkında olamamak. İçine doğduğumuz dünyanın dini, siyasi, ahlaki ve sosyal yapılanmasının dışına çıkıp da eğer bakabilirsek yer kapladığımız o küçücük alana, ancak gerçeği görebiliriz. Çünkü bu bakış açısı bulunduğu zamana, gelecekten bakmak gibidir. Bugün nasıl atom kuramı ya da güneşmerkezli evren kuramı çığır açmış ve birçok yönden doğruluğu ortaya konmuşsa, evrim de öyle sağlam bir kuramdır. Bilim, bir inanç meselesi değildir. Siz inansanız da inanmasanız da dünya dönmeye devam eder. Ve siz inansanız da inanmasanız da evrim işlemeye devam edecektir. Ortaçağ uzaklarda kaldı artık be güzelim. Öyle bir zamandayız ki bilgiyi cebimizde taşıyoruz. Herkes kendi kendinin Foucault Sarkacı olabilme gücüne sahip. Gerçeği ve bilgiyi keşfemek bu kadar basitken, bilimsellik inkâr edilemez. Acı da olsa, cennet’i kaybetmek pahasına da olsa, gerçeklerden kaçamayız. İnsan hayatının hayallerle sömürülmediği bir geleceği düşünüyorum, ne mutluluk verici. Ve Darwin’in dediği gibi: “ … peşin hükümlerin körleştirici etkisini yansıtan ilginç bir örnek olarak anlatılacağı günler gelecektir.” Sevgi ve saygıyla kalınız.
Türlerin Kökeni
Türlerin KökeniCharles Darwin · Alfa Yayınları · 20202,490 okunma
··
321 görüntüleme
Demet okurunun profil resmi
Kendine has üslubunu konuşturmuşsun yine bravo tebrik ediyorum keyifle okudum👏🏻 :)
Türlerin Kökeni
Türlerin Kökeni
kitabı da okuyacağım şuan kitaplığımda var aslında ama neyi bekliyorum bilmiyorum 😅
Odessa okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 😇😇 Okuduğun zaman takipte olacağım ve yorumlarla zehirleyeceğim muhtemelen 🙈
6 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.