Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu zamanın ilim talebelerinin çoğun­da olduğu gibi ilim ve hikmetin şöhret ve gösteriş için ele geçirilmesine gelince; cedel ve münazara ehlinden pek çok kimseyi görmekteyiz ki bunlar, bu ilimlerin meselelerini yakinî bilgiye varmak ve hakikati kavramak için değil, [sırf onları] devşirmek ve taklit etmek için ediniyorlar. Bunlar bu meseleleri araştırıyor ancak faydalanmıyorlar, çünkü o meselelerde yakın üzere değiller, aksine onların tahkik adına yaptıkları tek şey tahmindir. Sen onlardan birini yoksunu olduğu halde hikmetli nutuklar atar­ken, meclislerde fesahatleriyle insanları hayran bırakmak için yüksek sesle konuşurken ve sırları anladığım küstahça iddia ederken görürsün. Bilgisi kıt bir kimse muhtemelen, onun yaptığı anlatımın güzelliğini, sözünün akıcı­lığını, meseleyi veciz bir şekilde sunuşunu görünce derin bir âlimle karşılaş­tığını zanneder. Hâlbuki o, kalplerinde olmayanı dilleriyle söyleyenler gibi geveze ve zırvalık yapandan başka biri değildir, bunlar kîl-ü kâl ile övünürler, amaçları her hâlükarda hasmı susturmaktır. Hak libası giymiş şüphelerin, isabetli ve doğru gibi görünen hayallerin vehmini kapladığı, düşüncesin­de bocalayan, işinde şaşkınlığa düşen kimseler de böyledir. Allah onların sayılarını ülkelerde eksik eylesin ve kullarını onlardan kurtarsın. Nitekim Hz. Ali şöyle demiştir: “Nice âlim vardır ki yoldan çıktı ve ilmi de ona bir fayda vermedi.”
·1 alıntı·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.