Samiha Ayverdi;
"Handır bu gönlüm, ya misafirhane…
Dert konuklar, derman konuklar, hayal konuklar, melal konuklar; mümkün konuklar, muhal konuklar. Hele hasret, hiç çıkmaz ordan, çıkmaz ordan.
Handır bu gönlüm, yıkık, dökük…
Fakir konuklar, zengin konuklar, alim konuklar, cahil konuklar; gelen konuklar, geçen konuklar. Hele bir hancı vardır, hiç çıkmaz ordan, çıkmaz ordan…" diyerek Han'ın Ezeli ve Ebedi Sahibi'ne öyle güzel teslim olmuştur ki Resul Hocam... Size içinde ki odalardan birini verir ve tefekkür cennetine ortak eder...
Ruhunuzun sayısız odasını, içinizde ağırladığınız yol ehlini, onlara sunulan hizmeti ve ikramları nasıl şükürle ve nasıl tamahkârlıkla karşıladıklarına sadece bir şahitsiniz, bir zemin, belki de ikramlardan birisiniz... Oysa bir İkram sahibi vardı, süresiz ve hesapsız veriyordu... Yeri bize dinlenme ve konaklama için, göğü binbir nimetin mutfağı gibi tahsis ediyor, tabiri caizse önümüze seriyordu... Memnuniyetimiz yahut memnuniyetsizliğimiz içimize tuttuğumuz aynalardı...Var ise o aynada hakikî bir saadet o yine, O'nun bizden bize ikramıydı...
Kıymetli vaktiniz ve güzel cümleleriniz için teşekkür ederim Resul Hocam. :) Ayverdi külliyatında 43 eser var Mevlâ hepsine biraz da olsa aşinâ olabilmeyi hepimize nasip eylesin.🌷
Cibran bir cümlesinde bilmeden Samiha Ayverdi'yi ne güzel anlatır...
"Nezaket kar gibidir, örttüğü her şeyi güzelleştirir."