Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kimi şeylerin öğrenilmesi gereğini geç anlıyoruz. Bunu bana çoktan öğretmiş olmalıydılar. Herkes kendi deneyleriyle baş başa. Deneylerin aktarılmasına mümkün, diyorlar. Bize öğrettikleri tek şey bu, o da yanlış. Bakın gene ölüm ilanları. Cenazeye adam toplamak için mi yapıyorlar acaba bunu? Belki de ölünün sahipleri olarak kendilerine acındırmak için. “Çelenk gönderilmemesi rica olunur.” Acaba ölünün ricası mı? Tabii vasiyet demek daha doğru olurdu. Ölünün vasiyeti. Demek ki öldükten sonra olacak şeyler ilgilendiriyor insanı. Tuhaf bir şey. Çok tuhaf. Aslında ölünün, ölü olmadan ilgilendiği şeyler bunlar. Fakat o, ölü olduktan sonra da ilgileneceğini sanıyor. Belki de ilgileniyordur. İlgileneceğinden emin olduğu için vasiyet yapıyordur. Yoksa, inanmasa saçma olurdu. Vasiyet.. tuhaf bir kelime.. vasiyet.. vasiyet.. tekrarlandıkça ne kadar tuhaflaşıyor. İnsan belki de, bir bakıma, hiç ölmemiş olmak istiyor. Sağ kalanlar, ölenin ölmüş olduğunu biliyorlar, ama ya ölü? O ölmüş olduğunu biliyor mu? Onun ölmüş olduğunu bildiğinden emin olmadıkları için, sağ kalanlar, ölünün tasarrufundan kurtulamıyorlar. Çünkü ya o sahiden ölü değilse? Dehşet bir duygu bu, insanda. Yani ölü olanın iradesi sürüp gidiyor aramızda. Demek ki insan ölü olduktan sonra da yaşıyor. Hortlak olarak değil. İrade olarak. Yaşamak kan dolaşımından ve nefes almaktan ibaret bir şey değilse..
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.