Rasim Özdenören'in eserlerinin tartışmasız en sevdiğim özelliği betimlemeleri. Bir yeri o kadar güzel anlatıyor ki... Sayfalarca sürüyor, uzuyor gidiyor ve evet, bu okuyucuyu -yani beni- hiç sıkmıyor.
Kelimelerle oynamak böyle bir şey sanırım. Rasim amcacığımı -Çünkü kendisini gördüm, imza aldım, resim çekildim ve hatta beraber ağladık bu yüzden amca demeyi hak bildim- okumayı bu yüzden çok seviyorum. Sayfalarca tek bir odayı anlatsın, hayran kala kala cümleleri bitiriyorum. Ve hatta bütününü kaçırıyorum hikayenin sırf bu yüzden, hop başa al tekrar oku paragrafı. Yine de çok güzeldi.
Bu kitabında kısa kısa bir çok hikaye var. Çok etkilendiğim bazı hikayeler oldu ve bütün hikayeler güzeldi.
Bu kitabı okurken acaba ben de yazabilir miyim diye düşündüm. Bir hikayede bir çok kişiye dokunsam, hayatlarından bir parça bulsalar. Bu çok tatmin edici bir mutluluk olsa gerek.
Sanırım asla tadamayacağım, yazmak kısmı değil, paylaşmak kısmı çok ürkütüyor beni. Neysee su götürür bu mevzu.
Özdenören okuyun, okutturun.
Saygılar.
K.