Ilk defa bir kitabın yorumunu yazmakta bu kadar zorlaniyorum.
Türk motifleriyle süslenmiş, bir babanın çaresizliğini baz alan, fantastik bir roman. Bir anne olarak beni çok etkiledi. Bu sebeple bu kadar çabuk okuyabildim. Olaydan ziyade tasvirlerin ön planda olduğu bu kitapta kimi insanların masumiyetini, çaresizliğini, pişmanlıklarını, özlemlerini görüyoruz. Geri kalan kesimin ise buna nasıl seyirci kaldığını, toplumun başkalarının acısından beslenen yamyamlar olduğunu ve bunu ticarete döküp çarkını döndürenleri de yine aynı kitapta görüyoruz. Yazar bize bunları gösterirken arka plandakileri de unutmamış tabi ki. Seyircileri izleyen seyirciler ile şehrin arka planında yaşayanlar da kitapta kendilerine yer bulmuşlar, hatta bu dünyada yanımızda olmayanlar bile.
Hasan Ali Toptaş'ın okuduğum bu ikinci kitabında da akıcı ve sade bir dil görüyoruz. Okuduğunuza değeceğini düşünüyorum.