- "... Oğuzlar "bağdaş kurup" Konya’yı kurdular; çünkü “şehir kurmak, bağdaş kurmaktı”.
Bir meskende sakin olup sükûna varmaktı; iskan olunup sükûnete ermekti. Şehrin beşeriyetine ruh üflediler, insaniyet kazandı; madde surete büründü.
Ve bu hamuru üç kişi yoğurdu: Siraceddin Urmevî ki yirmi beş yıl Konya’nın kadısı oldu.
Urmevî nisbesi Konya ırmağının menşeine, neresinin devamı olduğuna işaretti: Anadolu’ya yayılan İslam umranı. Urmevî, İslam’ın aklı idi.
Tarihimizin en önemli mantık kitabını kaleme aldı çünkü: Metaliu’l-envar. Şeyhu’r-Reis’imizin muhalled eseri el-İşarat ve’t-tenbihat’ını şerh etti; nazarî hikmeti genişletti.
Hem İmam Fahru’r-Razî’nin izinden kelam-ı nazarî sahasında at koşturdu, hem Usul’unu çalıştı; dilde, hadiste, fıkıhta derinleşti; mantık ve hikmette Beyanu’l-hakk’ı telif etti.
Metaliu’l-envar kendisinden sonra Şeyhu’l-mantıkiyyin Kutbuddin Razî tarafından şerh, Seyyid ü Sened tarafından tahşiye edildi ve bütün bir İran, Turan ve Osmanlı coğrafyasında istiksa rütbesinde ders kitabı oldu, akılları besledi..."
(İhsan Fazlıoğlu, Anlayış Dergisi, Sayı 11, Nisan 2004)