Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Keyifli bir yolculuk...
“Yazı Odasında Yolculuklar” çok değişik ve gizemli bir kitap. Nitekim bu yüzden, son zamanlardaki tempoma göre rekor sayılabilecek bir hızda bitirdim. Son 20-30 sayfasına kadar hikayenin sonu hakkında fikrim olmadı, ismine rağmen uyanamadım yani. "Spoiler" diyorsunuz ya, ondan içerir; aman dikkat!!! Bay Boş bir masa, bir sandalye, bir yatak ve bir banyodan müteşekkil bir dört duvar içinde uyanıyor. Odanın kapısı var, ama kilitli mi açık mı bilmiyoruz, zira Bay Boş bunu defalarca düşünse bile kalkıp kapıyı kontrol etmiyor. Hafızası bomboş. Masanın üzerine yığılı fotoğraf ve yazı öbekleri var; arada onlardan birini kaldırıp bakıyor, biraz okuyor. Ama hafızası da çok zayıf, pek bir şey hatırlamıyor. Arada birileri girip çıkıyor odaya, Bay Boş’u yedirip yıkayıp giydiriyorlar. Onları da tanımıyor, hatırlamıyor. Odanın her yanında kameralar, Bay Boş’un her hareketini ve her sesi kaydediyor. Kurgu akıcı ve sürükleyici. Sonuna kadar merak uyandırıyor roman. Auster’ın “Brooklyn Çılgınlıkları” romanını akıcı diline rağmen içinde barındırdığını düşündüğüm klasik Amerikan ikonları ve fazla gerçekdışı kurgusu ile çok beğenmemiştim; bana bir Hollywood macera filmi senaryosunu elimde tutuyormuşum hissini vermişti. Bu kitabı ile Auster’ı affettim. “Yazı Odasında Yolculuklar”'ın Auster'ın yazarlık serüveni boyunca zihninde yaptığı yolculuklar olduğunu, romanda adı geçen ziyaretçilerin eski romanlardaki kahramanların isimlerini taşıdığını epey sonra farkettim. Ve bir yazarın kafasının içine girdiğimi gerçekten hissettim. Kafkavari bu sürreal öyküyü beğendim, etkilendim; okumayı düşünürseniz tavsiye de ederim...
Yazı Odasında Yolculuklar
Yazı Odasında YolculuklarPaul Auster · Can Yayınları · 2007254 okunma
·
66 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.