Emin K. bir kitap okudu

Kobo Abe’nin o tedirgin havasında kaçış ve kaybolma temalarını işlediği bir roman. Peki neden kaçış? Kimliğinden kaçış, şehirden kaçış, insanlardan kaçış. Kumların Kadını romanında bir kaçırılma / alıkonulmayı, maruz kalanın bakış açısından takip ediyorduk. Buradaysa gizemli bir kaybolmanın izlerini sürüyoruz. Yine bir kayıp ilanıyla başlıyor roman, ama bu sefer iz süren taraftayız. Olay anlatımı gibi görünse de kurgu bir yerden sonra klasik hikâye bağlamından sıyrılıyor. Yani bir sorun ve sonunda çözümü yok. Daha çok ortada bir problem var ve bunun çeşitli biçimde ele alınışını görüyoruz. O da kaçmak- kaybolmak. İnsan sadece firar ederek kaçmaz. Kaçmak, ortadan kaybolmak, bulunduğu muhiti, çevreyi değiştirmek olduğu gibi, duruma göre yeni bir kimlik seçip yeniden başlamak anlamına da gelebilir. Bu yüzden romanda kaçmayı çeşitli şekillerde görüyoruz. Kimi zaman bir firar gibi görünen belirsiz bir kayboluşta, kimi zaman yüzleşmenin zor olduğu şeyler biriktiğinde eşinin olduğu yaşantıdan yüz çevirmekte, kimi zaman bir intiharda, kimi zaman bir ölümde, kimi zaman içkide, kimi zaman da bir hafıza kaybında, ısrarlı bir unutuşta olabiliyor. Ama büyük resme bakarsanız bunlarla anlatılmaya çalışılan da aynı; yaşadığı hayata dayanamayan insanın kaçışı. Belki yeni bir kimlik arayışı, belki alıştığından/alıştırıldığından sıyrılma çabası, belki de artık son çare… İlgilisine iyi bir haber: Yayınevi çalışanından öğrendiğime göre, iki Kobo Abe kitabı daha Monokl'da çevirisi bitmek üzere olan projeler arasındaymış. Yani muhtemelen 2020'nin bir yerlerinde iki yeni Kobo Abe kitabını daha raflarda göreceğiz.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.