Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

A. İnan'ın ilettiğine göre, ilkçağda yağmurun meydana getirdiği sellerin etkisiyle, Karadağcı olarak anılan bir dağdaki mağaraya sürüklenen çamur, insana benzer yarıklara dökülmüş. Balçık halindeki su ve toprak bir süre bu yarıklarda kalmış. Daha sonra güneş Saratan (Yengeç) burcunda ve güçlü ısısıyla, kalıba dökülmüş su ve toprağı pişirmiş; böylece üç temel unsurun şekillendirdiği bu yığın üzerine başka bir unsur olan rüzgarın dokuz ay esmesiyle, Türkçe Ay Atam denilen ve adı Ay Baba anlamına gelen bir insan ortaya çıkmış. Mağaranın burada ana karnı işlevi gördüğü dikkat çekmektedir. Ay Atam iyi havalı, tatlı sulu, yaşamaya daha elverişli bir yere iner. Burada kutsal dağ ve mağara kültüne işaret edilerek yüksek yerden alçak bir yere, daha uzak bir ihtimalle gökten yere inildiği kastediliyor olmalıdır. Aynı işlemler daha sonra bir kez daha tekrarlanır. Ancak o sırada güneş Sünbüle yıldızında olduğundan toprağın pişmesi güneş aşağıya indiğinde gerçekleşir ve pişen bu topraktan dişi yaratılır. Ay-va ile Ay Atam'ın evlenmesi sonucunda yirmisi erkek, yirmisi dişi kırk çocuk dünyaya gelir. Bunlar birbirleriyle evlenirler ve böylece söz konusu Türk toplumu ortaya çıkar. Efsaneye göre bu çocuklar, ana babaları ölünce onları yaratıldıkları mağaraya gömerler mağaranın ağzını kapatıp önüne çiçekler koyarlar.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.