Açlık, savaş, geri kalmışlık ve inanılmaz felaketlerle ilgili haberleri kitleler,
masal dinler gibi dinliyor. İşte böylesi bir yaşam önümüzden gelip gidiyor.
Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. O, kendi duvarlarının gerisine
çekiliyor. Bir başka kentte. Bir başka ülkede. Herkes bir başka kentte. Herkes
bir başka dili konuşuyor. Ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi
yok. Her sözü, insanın kendisi için söylediğine inanıyorsun. Her söylenen
söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması. Karşısındakine birşey
anlatmak istese de, gene kendi gerçeğini, bilmişliğini ya da doğru algılayışını
kanıtlamak için söylenen sözler. Bir bedenin üzerinde dolaşan her el, kendi
bedenini okşamak istercesine dolaşıyor öteki beden üzerinde.