Elma ağacının en güzel elmasını Pepita’nın elinden alıyordum;
bir kuş yuvası için ona vuruyordum. Ağlardı;
ben de “Oh olsun!” derdim. İkimiz de birbirimizi annelerimize şikâyet ederdik; onlar da bizi yüksek sesle haksız bulurlarken, alçak sesle hak verirlerdi.
Şimdi koluma dayanıyor; gururlanıyorum,
heyecanlanıyorum. Ağır ağır yürüyoruz, alçak sesle konuşuyoruz. Mendilini düşürüyor, ben de onu yerden alıyorum. Birbirimize dokunurken titriyor ellerimiz. Küçük kuşlardan, uzakta görünen yıldızdan, ağaçların arkasındaki kızıl günbatımından ...