Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

552 syf.
10/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Bir Dev: Âkif
-Bir şiirin ne kadar iyi, ne kadar edebi ya da ne kadar kötü olduğu hususunda fikir beyan edebilecek eğitim düzeyinde değilim. Bu sebeple burada yazdıklarım bir inceleme değildir, sadece benim yorumumdur.- Mehmed Âkif Ersoy'u ömrüme aksettirmek için çabalıyorum. Lakin ne kadar muvaffak oldum? Belki hiç... Benim nazarımda Mehmed Âkif, Türk şiirinin yüz aklarından biridir, fevkalade yetenekli bir söz ustasıdır, samimi bir Müslümandır, samimi bir vatanseverdir ve her şeyin de fevkinde namuslu bir insandır. Hayatına dair ne zaman bir şeyler okumuş olsam bunun bir kez daha şuuruna varıyorum. Bana öyle geliyor ki, Mehmed Âkif'in şu "ömr-i heder"inde bir tane olsun utanılacak yahut ayıplanacak hatırası yoktur. Her zaman "İyi ki bu topraklardan bir Âkif geçmiş" diyorum. Âkif, biz insanlara her yönüyle emsal teşkil eden biri. Hem spor hayatı, hem eğitim hayatı ve en önemlisi de ahlakı ile... Âkif bir şairdir, lakin gülle de atar, ata da biner, yürüyüş de yapar -tâ Fatih'ten Halkalı'ya kadar yürüdüğü olurmuş-, güreşle de uğraşır, ayrıca yüzmeyi de sever -Boğaz'ı yüzerek geçmiştir-. Âkif bir şairdir, lakin 1893 yılında Baytar Mektebi'nden (Veterinerlik Fakültesi) birinci olarak diplomasını almıştır. Arapça, Farsça ve Fransızca'yı edebiyatlarını takip edecek ve tercümeler yapacak kadar iyi öğrenmiştir. Çocukken başladığı hâfızlık çalışmalarını, bir müddet ara vermiş olsa da yirmi yaşında iken kendi çabasıyla tamamlamıştır. Ayrıca yalana hiç mi hiç tahammülü yoktur. Mesela "Birgün öğle yemeğini bende yemeyi kararlaştırmıştık. Öğleden bir saat evvel bana gelecekti. O gün öyle yağmurlu, boralı bir hava oldu ki her taraf sel kesildi. Merhum yürümeyi severdi. Havanın haliyle karadan gelemeyeceğini tabiî gördüm. Mîâddan biraz evvelki vapurdan çıkmadı, diğer vapur bir buçuk saat sonra gelecekti. Yakın komşulardan birine gittim. Vapur gelmeden döneceğimi de hizmetçiye söyledim. Yağmur devam ediyordu. Vaktinde evime döndüm, bir de ne işiteyim, bu arada sırılsıklam bir halde gelmiş, beni evde bulamayınca, hizmetçi ne kadar ısrar ettiyse de durmamış, "Selâm söyle" demiş, o yağmurda dönmüş gitmiş! Ertesi gün kendini gördüm. Vaziyeti anlatarak özür dilemek istedim, dinlemedi. "Bir söz ya ölüm veya ona yakın bir felâketle yerine getirilmezse mâzur görülebilir" dedi. Benimle tam altı ay dargın kaldı." (Çantay, s.246, İstanbul Rasadhânesi kurucusu Prof. Fatin Gökmen'in hâtırası.) O Âkif ki, camilerde yaptığı vaazlarla Milli Mücadele'yi destekledi. Yazdığı yazılar ile Milli Mücadele'yi destekledi. Mesela "1920 yılının 23 Ocak günü Cuma namazından sonra va'az kürsüsüne çıkarak halka hitap etti; durumu açıkladıktan sonra çok tesirli sözlerle halkı savaşa devam etmeye teşvik etti." * * * * * * Safahat benim için özel ve harikulade şiir kitaplarından biri oldu. Umumiyetle vatanın işgalinden, dolayısıyla dinin elden gidişinden bahsetmiştir. Yer yer içerisinde bulunduğu yalnızlığa değinmiştir. Halkın cehaletinden kürsüleri yumruklamıştır. Ulemayı çok sert eleştirmiştir. Dini kendi emellerine alet eden gafillere ateş püskürmüştür. Âkif'ın mısraları mübalağasız ateşten bir mızrak gibidir. Âkif, Türk şiirinin tam anlamıyla yüz aklarından biridir. Ben bir şiiri okurken, Âkif kadar davasını, öfkesini ve feryadını karşı tarafa bu denli kuvvetli bir suretle aksettiren bir başka şaire rastlamadım. * * * * * * Safahat'ın bu basımında ilk bölümde Mehmed Âkif'e dair kısa kısa bilgilere yer verilmiş. Muhitinde bulunan kişilerin onunla olan anılarına yer verilmiş. Bunlar da Safahat'ı okumaya başlamadan evvel, "Âkif kim?" sorusuna karşın zihninizde bir cevabın şekillenmesine aracı oluyor. Şunu da belirtmekte fayda var: Bu Safahat orijinal metine haiz. Buna göre alınız ve okuyunuz. Lakin öyle ya da böyle kendini okutuyor. * * * * * * Okuyun, okuyunuz, okutunuz... Esen kalınız.
Safahat
SafahatMehmet Akif Ersoy · İnkılap Kitabevi · 20176,3bin okunma
·
162 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.