"Genç muallimenin artık hiçbir eksiği kalmamıştı. Acımayı öğrenmişti."
Otuz yaşlarına kadar gelmiş bir kadın acımayı nasıl öğrenebilir? Onu bu yaşına kadar acımasız bir robata çevirmiş olan yaşadıklarının koca bir yalan olduğunu anladığında mı? Peki Zehra hayatının koca bir yalan olduğunu anladığında kime acıdı? Kendine mi yoksa haksızlık yaptığı babasına mı?
Olayların sadece görüntüden ibaret olmadığını, görünen ile esas olayın farklı olabileceğini, peşin hükümlerin insanlara verdiği zararı soğuk su gibi yüzümüze çarpan harika ve bir o kadar akıcı bir kitap.