Bununla birlikte şunu eklemek gerekiyor:
"Durum her zaman böyle olmamıştı. İlkel Yunan toplumunda kadına büyük saygı gösteriliyordu. Erkek kendini avcılığa verirken kadın yalnız çocukları, büyümesi en yavaş bu “yavruları”nı yetiştirmekle kalmıyor, yabanıl hayvanları insana alıştırıyor, şifalı otları topluyor, ailenin değerli yedekliklerine göz kulak oluyordu. Doğal yaşamla sıkı ilişki halinde olduğundan, ordan koparılan ilk sırları elinde tutan kadındı; yaşamak için oymağın saygı göstermek zorunda olduğu tabuları da o saptıyordu. Bütün bunlar, Yunan halkının kendi adını verdiği ülkeye yerleşmesinden önce bile böyleydi.
Kadın, çiftler arası eşitliğe ve hatta üstünlüğe sahipti. Aslında çiftten bile söz etmek gerekmez: O zaman tek eşli evlilik değil, sürekli ve geçici birliktelik vardı: Bu birlikteliklerde kendisine bir çocuk verecek erkeği seçen kadındı."