Harika bir araştırma, harika bir kurgu. Irvin Yalom'un en sevdiğim yanı sıkı bir araştırmayla hazırlayıp çoğunlukla gerçeğe bağlı kaldığı kurgular içeren romanlarına güzel bir önsöz ve sonsöz ile birlikte neler kurgu neler gerçek başlıklı yazıları barındıran bölümler ayırmasıdır. Ve yine itiraf etmeliyim ki oldukça akıcı.
Irvin Yalom 2007 yılında bir davet üzerine, konferans vermek için Hollanda’ya gider.Hollanda Spinoza Derneği’nden kendisini Amsterdam yakınlarındaki Rijnsburg’daki Spinoza Müzesi’ni gezdirmelerini rica eder.Müzeyi gezerken, Spinoza’nın kitaplarına özel ilgi gösterir. Oysa bu kitapların Spinoza’nın orijinal kütüphanesine ait olmadığını, yıllar sonra benzer baskılarının teker teker bulunup müzeye konulduğunu anlatırlar.Nazilerin Avrupa’ya hâkim olduğu yıllarda bütün bu kitaplar bir şekilde müzeden alınıp Berlin’e götürülmüş, 1946 yılında ise aynı bilinmezlik içinde iade edilmişlerdir. Yalom bu konuyu derinlemesine araştırır ve Spinoza ile Nazi kadrosundan Alfred Rosenberg arasındaki bağı bizlere sunar.
Spinoza hakkında bilindik bu kadar az şey varken onun duygu dünyasına ve kişilik analizine inebilmek oldukça zor olmalı. Bunu Yalom gibi çok iyi bir psikiyatr ve yazar tarafından okuyabilmek ise büyük ayrıcalık.
Nietzsche Ağladığında'yı okumuştum, sıradaki Yalom kitabım Shoupenhaur Tedavisi olacak.