Kafka ve Musil'in ekolünden, 20. yüzyılın en gizemli dehalarından biri olarak kabul görmüş, İsviçreli yazar Robert Walser'in ilk romanı "Tanner Kardeşler" belki de şimdiye kadar okuduğum kitaplar içinde beni en fazla etkileyen kitaplardan bir tanesi oldu.
.
Otobiyografik nitelikler ile ön plana çıkmış bu romanda Simon karakterini takip ediyoruz. Kim bu Simon derseniz eğer, kısacık özetlemek gerekirse , yetişkin olmayı ve toplumun dayattığı kurallara göre oynamayı reddeden modern bir aylak demek Simon'u çok iyi tanımlayacaktır.
.
Simon, dünyaya kendi penceresinden bakan , kabul görmüş davranışların çok ötesinde davranan ve tüm bu aynılığa baş kaldıran ve bu baş kaldırmada asla öfke barındırmayan, herkesi ve herşeyi olduğu gibi kabul eden aşmış bir tutum sergileyen ,kimlik arayışında genç bir birey. İşte bu sakinliği ve kendi içinde yaptığı monologlar Simon'un farklılığını ortaya koyarken bir yandan da sizi derin sorgulamalara götürüyor. Simon'un etrafındaki diğer karakterler de çok çarpıcı. Hem kardeşleri, hem kurgu boyunca tanıştığı insanlar da toplumun ve dünyada kabul görmüş sistemin eleştirisi aslında.
Okumadan geçmeyin dediğim bir kitap oldu. Sonsuz sevgiler