Yazarın okuduğum üçüncü eseri oldu. kendisine has bir tarzı var. Eserleri hem çok anlaşılır hemde çok akıcı. Daha önceki okuduğum iki esere göre belirsizlikler daha azdı ama yine de bazi soru işaretleri vardı. Eserde,çocukluk aşkını unutamayan bir kişinin karşına ansızın yıllar sonra çıkan ve kahraminin evliliğinde bir kördüğüme yol açan bir kadın ile olan ilişkisi anlatılıyor. Kitaba ilişkin not aldığım bazı sözler aşağıda yer almakta. kitabı güzel tavsiye edilebilir bir eser bu arada; -Burada kalırsam içimdeki bir şey sonsuza dek kaybolacaktı –kaybetmeyi göze alamadığım bir şey. Bir tutku, yarım kalmış bir arzu, belli belirsiz bir düş gibiydi. -O zamanlar bilmiyordum. Birini tekrar düzelemeyecek kadar kötü kırabileceğimi. İnsan, sadece var olarak diğer bir insanda dönüşü olmayan yaralar açabiliyordu. -Temelini kaybetmiş bir kule gibiydim. En yükseklere çıkmıştım ve aşağılara baktıkça başım daha çok dönüyordu. --Hâlâ parçalar halinde olan biz, içimizi doldurarak bizi birleştirecek, beklenmedik bir gerçekliğin varlığını yeni yeni sezmeye başlamıştık. Daha önce hiç görmediğimiz bir kapının önünde duruyorduk. -Korkuyorum” dedi. “Bu aralar kendimi kabuksuz bir salyangoz gibi hissediyorum.” -Gözlerinin içine baktım. Hiçbir rüzgârın ulaşamayacağı sarp kayalıkların gölgesindeki derin bir pınar gibiydi. Hiçbir şey yerinden oynamıyordu, her şey kıpırtısızdı. “Ben de korkuyorum” dedim. “Kendimi perdesiz ayaklı bir kurbağa gibi hissediyorum.” -İçinde bizden başka kimsenin olmadığı koca otoparkta medeniyetin köşesinde kalan bir çölde gibiydik. -Her nereye gidersem gideyim karşımda hep kendimi buldum. Eksikler olduğu gibi kaldı. Aynı eksik parçalar asla doyuramayacağım bir açlıkla üstüme geliyordu. Galiba beni tanımlayan şeyler bu noksanlıkların ta kendisiydi

Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,337 okunma

·

7 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Batuuuu