Yaratıcılık, yüzyıllardır düşünürler ve bilim adamları için
üzerinde en çok düşünülen sorunlardan biri olmuştur.
Hemen herkesin görüş birliğine vardığı husus, toplumları ileriye
götürecek gücün yaratıcılıkta odaklaştığı noktasındadır.
"Bugün tüm dünya ülkeleri arasında eleştirel ve yaratıcı
düşüncenin egemen olmadığı bir toplumun, gelişmiş bir toplum
olamayacağı görüşü yaygın kabul görmektedir. "
Prof. Özcan Demirel
Saadettin Hocam, yorumunuz bana şunu düşündürdü açıkçası: İnsanlar kavramlarla düşünür, düşüncelerle hareket eder ve hareketlerle başarıya ulaşır. Eğer bir toplumdaki bireyler küçüklükten beri "yaratıcılık Allah'a mahsustur" sözüyle büyüyüp bu kavramı kullanmaktan bile kaçındıysa bu toplum neyi hayal edebilir, neyi üretebilir ve neyi başarabilir? Günümüzdeki batı toplumlarının bilimde, teknolojide, sanatta, edebiyatta ve diğer pek çok "yaratıcılık" gerektiren alanda, doğu toplumlarından önde olmasının bir sebebi de bu olabilir mi acaba diye düşünmek gerek.
Reşitciğim; benim üslubumda hakaret mi var? Küfür mü var? Aşağılama mı var? anlamadım. Ben sadece tartışmak istemediğim için alıntımın altına yazdığı yorumuna tartışmaya girmemek üzere bir cevap yazdım ve bıraktım. Sizce ne yazmalıydım.
Yaratmak deyimi 'halk' kelimesiyle ifade edilir halk ise iki dir. Birincisi 'ibda'dır ki yoktan var etmek anlamına gelir bu yaratıcı ya mahsustur ikincisi 'terekküp' dür ki bu var olandan var olanın inşaasıdır.İnsan iradesi cüzziyesiyle terekküp edebilir.Bu da insan için halk edicidir deyimini doğrular ama türkçede tüm bu deyimler aynı kelimeyle ifade edildiği için yanlış anlaşilmalar oluyor.
"Yaratıcılık" sözcüğü üzerinde fırtınalar koparan arkadaşların daha önce paylaştığım aşağıdaki alıntı üzerinde de yorumlarını görmek isterdik.
"Dünya liderliği kabiliyetinde ve Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var. İşte bunun önünü kesmek istediler."
AKP Düzce Milletvekili Fevzi Arslan