Evet.. Gelelim o güzel kitabın incelemesine...
Şeker Portakalını geçen sene aldım. En yakın arkadaşımın en sevdiği kitap olduğunu bildiğim için hemen okuyup bitsin istemedim. O kadar çok sevdim ki minik Zezé mi böyle yanımda olsun başını okşayayım onu tatlı yemeye gotureyim istedim.
En sevdiğim ve beni ağlatan iki kısmı oldu. Birincisi öğretmenin masasında çiçek olmadığını görünce ona her gün çiçek götürmesi ve Portekizlisinin öldüğünü öğrenip kendini sokağa atması... Ağlamaktan perişan oldum diyebilirim. Daha sonra da seker portakalı fidanın kesileceği haberi. Benim küçük Zezé'm sarılmak için can attım.
Yazarımızı biyografisini okuduktan sonra da Zezé'mizin hayatıyla aynı bir hayat yaşadığı muhakkak.
Şeker Portakalı fidanın insanlaştırması duygusallığın ön plânda olduğu güzel bir başucu kitabı...
Bitirdiğimde yağmurlu bir gündü. Direk kendimi yağmur çamur dinlemeden sahafa atıp serinin devamı olan "Güneşi Uyandıralım " aldım.
Sen çok yaşa minik Zezé'm kalbin hep sevgi dolu kalsın