Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

- Mısırlılar Hristiyanlığı kabul ettikten sonra bile ölülerini mumyalamaya devam ettiler ve uzun bir süre kendi Tanrılarının özellikleri ile Yüce Tanrı'nın ve İsa'nın özelliklerini birleştirmeye devam ettiler. Eğer ölen kişinin sonsuz yaşama ulaşması isteniyorsa, bedeninin mumyalanması gerektiği fikrinden Mısırlılar hiç bir zaman vazgeçmediler; fakat Hristiyanlar, her ne kadar Mısırlılar gibi diriliş fikrini vaazlarında benimseseler de, bir adım daha ileriye gittiler ve ölüleri mumyalamaya hiç gerek olmadığını iddia ettiler. (...). Bu fikrin yayılması mumyalama sanatı için öldürücü bir darbe oldu. İçerlerinde derinlerde bir yerde var olan muhafazakarlık ve çok sevdikleri kişilerin cesetlerine yakın olma isteği nedeniyle Mısırlılar bir süre, daha eskiden yaptıkları gibi ölülerini korumaya devam ettiler. Fakat bu sanatla ilgili olarak bilinenler yavaş yavaş kayboldu, cenaze merasimler kısatıldı, dualar ölülere yazılan mektuplar halini aldı ve mumyalama geleneği geride kaldı. Bu sanatın yok olması ile birlikte Osiris inancı ve onun kutsallığı fikri de kayboldu. Osiris ölülerin tanrısından ölü bir tanrıya dönüştü. En azından Mısır'da ki Hristiyanlar için onun yeri, diriltme ve sonsuz yaşam bahşetme gücü, o dönemde dünyanın her yerinde öğretilen İsa tarafından doldurulmuştu. Hristiyan Mısırlılar Osiris'te İsa'nın ilk örneğini buldular, oğlu Horus'u emziren İsis'i gösteren resim ve heykellerde Bakire Meryem'i ve onun oğlunu gördüler. Hristiyanlık dünyada hiç bir yerde, Mısırlılar gibi, zihinleri onun öğretilerini benimseyen bir halk bulamadı.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.