Öncesi(1)
Efendimiz hem mahremiyet sebebiyle hem de muallime olması hasebiyle Ümmü Varaka’nın cihada katılmasına sıcak bakmadı fakat ona, istediği şehadete evinde nail olacağını müjdeledi.
Öncesi (2)
Her ne kadar Ümmü Varaka Allah Rasûlü’ne “Ben doktorum, Bedir’de hem cihad etmek, hem İslâm ordusunun yaralarını sarmak, bu yolda ter dökmek sonra da şehid olmak istiyorum” dese de Allah Rasûlü , kadının evdeki konumunun Bedir’deki mevziler kadar önemli olduğunu söyledi: “Yâ Ümme Varaka! Uk‘udî fî beytiki... Evinde kal Ey Ümmü Varaka! Şüphesiz ki Allah Teâlâ arzuladığın şehadeti sana evinde nasip edecek.”
Sonrası(5)
Hadise üzerine Hz. Ömer , Allah Rasûlü’nün yıllar önce bildirdiği şehadet haberini kasdederek: “Sadakallahu ve Rasûlüh/Allah ve Rasûlü doğru söyledi” buyurdu
Sonrası(2)
Yıllarca o evde Müslümanların çocuklarına Allah’ın ayetlerini, Rasûlü’nün , sünnetini öğretir. İslâm kadınları da Ümmü Varaka’nın evinde toplanır, İslâm’ın ne olduğunu ve nasıl yaşanacağını ondan öğrenir.
Sonrası(3)
Ümmü Varaka yıllarca gündüz ders verdi, gece sabahlara kadar Kur’an-ı Kerîm okudu. Hz. Ömer Medine’de bir sabah, sahâbeye, “Allah’a yemin olsun ki dün gece teyzem Ümmü Varaka’nın Kur’an-ı Kerîm kıraatini duyamadım” buyurdu.