Dün gece saat 03 civarı bu tweeti yazdım: Bir insanın canı bu saatte bol şekerli Türk kahvesi çeker mi?
Bu arada çaya ve kahveye kesinlikle şeker katmam, Türk kahvesini de öyle çok aramam, pek de sevmem
Ne zaman ki edebiyatımızın eski eserlerini okuyorum, bu istek ortaya çıkıyor
Biraz önce sade kahveyi yanında Beyoğlu çikolatası ile içtim
Gelelim kitaba, Turfanda; yenilik, yeni çıkan anlamında, turfa da eski, değeri düşmüş, kaçınılması gereken demekmiş. Tanzimat Dönemi'nde Mizancı Murat tarafından yazılmış. Hasta adam Osmanlı nasıl kurtulabilir sorununu analiz ve çareler bulmak için yazılmış sosyal ve siyasal bir roman. Çareler, çözüm önerileri eski de mi yeni de mi olmalı? Torpil, aslını unutma gibi konularda Tanzimat döneminden bu yana hiç mi bir değişiklik olmaz?
Kitabın sonlarına doğru Mansur Bey çiftliğe gidiyor, orada bir ziraat okulu kuruyor. Bu yaptığı ile ilk Köy Enstitüsü modelini Mizancı Murat 1870lerin sonunda romanında bahsetmiş hissine kapıldım.
Dip not: Kitabı günümüz Türkçesine Prof.Dr. Birol Emil uyarlamış. Kitabı açınca gördüm. Birol Emil Hoca ile bu yaz tatilde tanışmıştım, akşam yemeklerinde bir kaç defa yan masalarda oturduk. Eşini ve kendisini çok sevdim, çok nezaketliler :) Hocaları bulunca onlarla fikir alışverişinde bulundum, önerilerini dinledim.