Biz insanlar her şeyi kendimizle, kendimizi de başka şeylerle
karşılaştırdığımız için sevinç veya hüzün hep bizimledir.
Bu durumda insan için yalnızlıktan daha tehlikeli başka bir şey yoktur.
Doğası gereği hep yücelmek isteyen, şiir sanatının düşsel imgeleriyle beslenen tasarım gücümüzün oluşturduğu varlığın en altında bizler varız;
bizden başka her şey daha mükemmel, başka herkes daha kusursuz görünür.
Bu çok doğal oluşur. Bizler kimi eksiklerimiz olduğunu çok sık duyumsarız,
bizde olmayana da bir başkasının sahip olduğunu sanırız ve yine de ona
her şeyimizi veririz; hatta iç huzurumuzu da...
Böylece, kendi yarattığımız mutlu insan tamamdır.
Bunlara rağmen, bütün zayıflığımız ve sıkıntılarımızla yolumuza devam edersek,
sallana sallana ve sağa sola çarparak ilerlemekle, başkalarının yelkenle ve
kürekle gittiğinden daha öteye vardığımızı düşünürüz.
İşte başkalarıyla başa baş gittiğini, hatta onlardan önde koştuğunu sanmak
gerçek duygunun kendisidir.