Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Softalar geceyi Bâb-ı Âli'nin civarında geçirdiler. Cuma günü nümâyişciler daha da çoğaldılar. Saray duruma fazla direnemiyerek Rüşdü Paşa'yı Saderazamlığa, Hayrullah Efendi'yi de Şeyhülislâmlığa getirdi. Teşerifat merâsimi yapıldı. Nümayişçiler isteklerinin yerine geldiğini görerek kemâl ve intizâmla dağıldılar. İşte bu vak'a dan tam bir ay on gün sonra Sultan Aziz tahtdan indirildi. Sultan Aziz'in hal'i fikri Mithat Paşada doğmuş, Hüseyin Avni Paşa da onun bu fikrine iştirak etmişti. O zaman Harbiye Nâzırı olan Hüseyin Avni Paşa'nın orduda büyük nüfusu vardı. Fakat hal' gibi büyük bir inkılâbı yalnız iki kişinin başaramayacağını biliyorlardı. Onun için Rüşdü Paşa, Redif Paşa, o zaman Mekteb-i Harbiye Nâzırı ve Türk - Rus Muhârebesinden sonra felâkete düçâr olan meşhur Süleyman Paşa, Bahriye Nâzırı Kayserili Ahmet Paşa'yı da mes'eleye iştirak ettirdiler. Bu da kâfi değildi. Çünkü; hal' işinin gerçekleştirilmesi için Meşhât'ın da fetvası lâzımdı. Mithat Paşa bu fikri Hayrullah Efedi'ye açtığında Hayrullah Efendi çok korktu ve bu işden vazgeçilmesini söyledi. Fakat biraz sonra Süleyman Paşa'nın yarı tehdid ısrârı üzerine fetvâyı vermeğe mecbur olur. Fetva şöyledir: (Emir ül-mü'minin olan Zeyd muvâzenesiz ve siyaseti bilmeyen bir kimsedir. Mirî mallarını devlet ve milletin tahammül edemiyeceği bir şekilde şahsî masraflarına harcıyor, Dini ve dünyevi işleri bozup karıştırıyor, devlet ve millet için zararlı olsa hal'i lâzım olur mu ? Elcevap: olur. Ketebehu el-fakir Hasan Hayrullah afahullah.)
Sayfa 53 - Sebil yayıneviKitabı okudu
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.