Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

158 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal ve Çukurova birbiriyle bütünleşmiş iki kavram. Olmuyor birini tek başına anımsamak. Geliyor inci gibi dizilen dizeler gözümüzün önüne. O sözcüklerin tınısı var sanki. Görsellikte katıyor en gerçeğinden... O kadar çok bizden ki o kadar çok yaramız olan yerden ki... sömürülen emeklerin, insanın makineleştirirmiş iş gücü olarak kullanıldığı, horlandığı, zayıf görüldüğü, canının kıymetsiz olduğu bir coğrafi kesim. Burda evler kerpiç, temel ihtiyaçlar hijyen değil, insanca yaşamak bir yana günü kurtarmaya çalışan işçinin coğrafyası. Birde kanlarını emen bir türün akbaba gibi sürekli gözetimi altındadırlar. “Bu insanlar nasıl insanlar böyle? Faydalarının dışında gözleri dünyayı görmüyor. Görmüyor değil, bir kuruş için bir insana kıyabiliyorlar.” Teneke... Kitap adları insanda bir heyecan yaratıyor. Kitapta hep verilen ismin nedeni aratır. Anakonu dediğimiz özet kısımdır ya hani bu yüzden bir düşkünlük yaratır bizde. Teneke ile konunun bağlanmasını dört gözle bekledim diyebilirim. Sonuç şaşırtmıyor, güçlü olanın eli devlet mevkisini değiştirmeye kadar gidiyor. İşlerine taş koyan her kaymakamı değiştirmek için türlü iftiralar atıyor çeltik ağaları. Çeltik başına konan jandarmaya kadar müdahale edebiliyor bu tipler. O kadar çok kaymakam değişir ki onların asılsız iddaalarıyla her gidenin arkasından kulakları yırtarcasına teneke çalırlar. Bir güç gösterisi bir alay konusu yaparlar bu işi... Ağa dediğimiz bu kesim, statüsü en rütbelisinden toprak ile ölçülen cinsten. Halk bu tip insanlara dilsizdir. Zaten onlarda onları sadece çalışacak et kemik robot olarak görüyorlar. Onlarda onlara doğuştan biçilen bu rolü kabulleniyorlar. Devlet bile takmıyor ki... Çoğunun belli yaşa kadar kimliği yok. Kimlik ki seni sen yapan her yerde var olduğunun kanıtı. Doğumla ilk isim verilir ardından bir kimlik, ölüncede ilk adın alınır cenaze olursun sonra kimliğin alınır hükümsüz. İşte bu coğrafyada çoğu insanın varlığı hükümsüzdür. Olmasa bu muhtarlık formalitesi o kimlik kimsede olmayacak ya neyse... “Ay Lav Yu” diye bir filim vardı. Hani şu komedi türü adı altında varlık arayanlar, kimlik için defalarca başvuru yapanlar. Nerden takıldım ben bu kimliğe ona bir değineyim. Şöyle bir cümle aldı, getirdi beni buralara. Genç çok genç bir kaymakam atanmıştır, kasabaya. Ağa kesimi bu gençlik heyecanını kullanmış istediklerini yaptırmıştır. Biri kaymakamın kulağına kar suyu kaçırana dek as yerde üs gerçekten göktedir. Uyanınca gaflet uykusundan kaymakam, hemen hataları telafiye başlar. Bu telafi şimdiye kadar olmayan bir şeyi yapar. Halk kendisini devletten biri ile aracısız, azarlanma olmadan ilk defa muhattap alınır. Kimliği vardır, kanunda savunulacak insandır. Yani birey olmanın ekmeğini ilk defa yiyecektir. Ağa kesimi bozulur buna. İşte burası fakirliğin güçlüye verdiği yüzdür. Zeyno ana, Kürt Mehmed gibi karakterler cumhuriyet dönemi eserlerinin olmazsa olmazıdır. Toplumcu gerçekçiler Anadolu kadınına bilhassa önem verir her eserde. Zeyno ana bunlardandır. Anadolu’da ana da oldu mu, bir kadın yaşlanınca sözü kanun olan bir mertebeye çıkar. Haksızlığa gelemez Zeyno ana. Çeltikte çeltik diye tutturan kan emici ağaların son yaptıkları yenilir cinsten değildir. Yaşar Kemal bu sahneyi o kadar güzel yansıtır ki, ayaklarım çamurdaymış hissi geldi. Tohumlar atılmış, Ekim köyün içine kadar gelmiştir. Sinekler sıtmaya davetiyedir. Tüm köylüyü devlet kapısına gitmeye çağırır. Evlerimizde kadın gibi saklanmayın diye naralar atar. Sözleri fareli köyün kavalcısı gibi etkiler, alır köylüyü düşer hak arama yoluna... İşte böyle bir serüven. Gerçeğin içinden. Sıtmadan ölenlerin sayısı belirtilse herkes kayıtsız şartsız verilen her rakama inanır, çünkü bunlar bu ülkenin gerçekleri. İnsanların evlerinin içine kadar yayılmış bir ekim alanı görülmüş şey mi? Burda görülür. Fakir halk sahipsiz halktır. Tiyatrosunu da yazmışlar. Sahnelenmeye uygun bir eserdir. Sahnelenmiştir de. Yazarın İnce Mehmed’den sonra ikinci romanıdır. Toplum yansımalı çarpıcı eserler veren Yaşar Kemal’e uğramayan yoktur. Bu esere de konuk olun derim. Okçuoğlu gibi faşistleri, Kaymakam Fikret gibi genç idealistleri, Zeyno Ana gibi Anadolu’da bir kasabanın eli kolu, aklı olan kadınları, Raif Efendi gibi arada kalmış insanların duygu dünyasına, iç seslerine bir uğrayın. Keyifli okumalar!
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,7bin okunma
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.