Yaşar Kemal, 20. Yüzyılın Homeros’u. Modern çağda Anadolu’nun aşklarını, geleneklerini, efsanelerini ilmek ilmek işliyor eserlerinde. Anadolu’nun acılarını, heveslerini, yoksulunu, zulme başkaldırmasını bir şiir tadında aktarıyor. Ağrıdağı Efsanesi isimli eser de bunlardan biri. Görünürde Gülbahar ve Ahmet’in bir aşk hikâyesi gibi dursa da; zalime karşı başkaldırmanın, ezilenlerin birlik olmasının, geleneklerin öneminin üzerinde duruyor. Bunu yaparken destansı bir anlatım kullanan yazar, sizi adeta Ağrı Dağı’nın eteklerinde, Küp Gölü’nün çevresinde dolaştırıyor. Bir anda İshakpaşa Sarayı’nın zindanlarında, bir anda Ağrı Dağı eteklerinde, bir anda Hoşap Kalesi’nde, bir anda Kervan Şeyhi’ni düşünürken, bir anda Demirci Hüso’nun kızgın çekicini gözlerken bulabiliyorsunuz kendinizi. Biz bugün öğrencilerimizle beraber konuştuk bu eseri. Ahmed-i Xani’den, dengbejlerden, Mecûsilik’ten, Ağrıdağı insanlarından, Mem u Zin’den bahsettik. Çünkü Yaşar Kemal’in bu romanını yazarken Mem u Zin’den etkilendiğini ifade edenler vardı. Hatta bir öğrencim –ki Muş’ta öğretmenim- Mem u Zin hikâyesine kendilerinin inandığını ifade etti. Trabzonlu bir öğretmen olarak öğrencilerime Ahmed-i Xani’den bahsetmek de gerçekten ilginç bir deneyimdi. Hülâsa, öğrencilerimizle beraber Şubat ayının yazarı olarak Yaşar Kemal’i belirlemiştik. Ağrıdağı Efsanesi bu minvalde okuduğumuz ilk Yaşar Kemal eseriydi. Peşi sıra Tek Kanatlı Bir Kuş ve Yılanı Öldürseler romanını okuyacağız. Siz de hâlâ okumadıysanız, hemen bir Yaşar Kemal eseri alarak Anadolu’nun sıradan insanlarının ‘’sıradan olmayan’’ hikâyeleriyle haşır neşir olabilirsiniz.

Ağrıdağı EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202227,3bin okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ragıp Reis