Özüm özgürlüktür, hiçbir öze sahip değilim; gerçek konumumun zirvesi ve baş döndürücülüğü budur: İntihar ve yasalara karşı koyma, özümle birlikte yasanın ve duygusal şekilde yapılmış bir seçimin ve bir eylemin asimilasyonundan daha az tutarlı değildir. Benim için bu ne olacağımı söylemektir. Herhangi bir nesnel belirleyiciye başvurmak suretiyle sorumluluktan kaçamadan bir seçim yaptığımda, kendime dair bilincim orada-varlığa ilişkin nesnel kararlılığımı kırar ve bende koşullandırılmamış bir kişi yaratır. Kişisel varoluşun (bizatihi-varlık), özgür bir biçimde kendi özgünlüğümü yenilemek için geri dönmek durumunda olduğum doruk noktası budur.