Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
10/10 puan verdi
Yazar İngiliz Dili ve Edebiyatı hocası. Akademisyen, teorisyen ve eleştirmen. Aynı zamanda romancı. Şair James Fenton haftalık bir dergide bir şairden şiir veya kısa bir alıntı yaparak, hem metin hem de şiir sanatına dair yorumlar yapıyormuş. Yazarımız da buradan hareketle farklı bir yayın organında romanlardan alıntılar yaparak roman sanatı üzerinde görüşlerini dile getirmiş. “Bir kez öğretmen olan her zaman öğretmen oluyor.” diyen yazarımızın metinlerinde hocalık fazlasıyla yer tutuyor. Yazılar; okuyucunun bundan sonrasında okuyacağı romanları daha iyi anlaması maksadıyla yazılmış. Belki roman yazmak isteyenlere de yol gösterirmiş. Kitapta elli başlık var. Roman sanatı her başlıkta farklı bir ögesiyle irdeleniyor: Olaylara çok karışan yazar, merak uyandırma teknikleri, yineleme, bakış açısı, büyülü gerçekçilik, geleceği düşlemek, tecelli, bölümlendirme, başlık, ima gibi bölümler benim açımdan oldukça ilgi çekiciydi. Altını çizdiğim çok satır oldu. Roman batılı bir tür. Bizde daha çok hikâye, masal ve destanlar var. İlk zamanlar roman tefrika halinde yayınlanırmış. Her gün bir parça. Arkası yarın gibi. Şimdiki diziler gibi. Hatırlıyorum, bizde de böylesi tefrikalar çokça vardı eskiden. Bilhassa pehlivan tefrikaları. Adalı Halil’i okuduğumu hatırlıyorum. Kitabın akışına göre okuyucular yazara müdahaleler etmeye çalışırlarmış. Mutlu son isterlermiş mesela. Ya da kötü karakterin cezalandırılmasını. Romanın ana malzemesi insan. İhtiraslarıyla, tutkularıyla, inançlarıyla her yönüyle insan. Bu kitabı okumakla gördüm ki Batıda roman türüne daha çok teşhirci ve gayri ahlaki yazarlar hâkim. Sınır tanımıyorlar. Muhafazakâr yazarlar da yok değil, ama azınlıkta. Benzer okumalarım devam edecek. Mesleki olanları geçiyorum. İşte kitaptan altı çizili birkaç satır: Bir romanın başlangıcı, yaşadığımız gerçek dünyayı, romancının hayal ettiği dünyadan ayıran bir eşiktir. * Kelimeler basittir, ama onların düzenlenmesi değil. * Elbette yazarlar yapmakta oldukları şeye inançlarını sıkça kaybederler, ama bunu kendi metinlerinde itiraf etmezler. * Konuşan “ben” konuşulan “ben”den her zaman farklıdır.
Kurgu Sanatı
Kurgu SanatıDavid Lodge · Hece Yayınları · 20139 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.