Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

85 syf.
·
Puan vermedi
PAUL LAFARGUE-TEMBELLİK HAKKI çeviri: suha demirel böyle bir kitabı, tembelliğe ayırdığımız bir pazar gününde tanıtmak, kitabın içeriğiyle de uyumlu bir ima taşır sanırım. yaşamak için sürekli çalışmak zorundayız. daha iyi yaşamak için de iki katı çalışmak zorundayız. ya da kestirmeden, daha fazla para kazanmanın pek ahlaki olmasa da bir yolunu bulmalıyız. zira kapitalist sistem bu son şıkka oldukça uygun alanlar sunuyor. hepimiz,gün içinde yukarıdaki düşüncelere benzer düşünceleri defalarca zihnimizden geçiriyoruz. bu amaçla hem kendimiz bütün varlık sebeplerimizi unutarak sürekli bir koşturmacanın içinde çırpınmaktayız hem de garip bir akılsızlıkla çocuklarımızı, içinde çırpındığımız bu çıkmazın içine bir an önce çekmek için onları insanlık dışı bir ders çalışma temposuna mahkum kılmaktayız. bir taraftan da daha az çalıştığımız, daha az paramızın olduğu,şimdi sahip olduğumuzu sandığımız birçok teknoloji ürününe neredeyse hiç sahip olmadığımız ama bugünden çok daha fazla mutlu ve sağlıklı olduğumuz günleri anıp duruyoruz. bir konuda hemfikir olabiliriz sanırım: hepimiz; sohbete,paylaşmaya,muhabbete, komşuluğa, aylak aylak gezip tozmaya, sabah akşam siyaset konuşmamaya, her gün çeşitli sebeplerle birbirimizi ötekileştirip örselememeye, kafamızı kaldırıp gökyüzüne bakmaya, ağaçları, kuşları, denizi, dağı-taşı-toprağı doyasıca seyretmeye,fark etmeye; gelecek kaygısından kurtulmaya büyük bir özlem içindeyiz, değil mi?... işte,bu soruların cevabını bundan on yıllar önce paul lafargue de düşünmüş.tembellik hakkı adıyla da bir kitap yazmış.ne demiş bakalım... paeping'in şu deyişinde olduğu gibi: '' uygarlığın zehirli soluğu'' ile henüz kirlenmemiş olan ilkel topluluklardaki insanların bedensel güzellikleri ve mertçe davranışları karşısında avrupalı kâşifler apışıp kalmışlardı. lord george cambell, okyanusya adaları aborjinlerinden bahsederken şunu yazmış : '' dünya üzerinde, hemen ilk bakışta insanı bu derece etkisi altına alan başka da bir halk yoktur. pürüzsüz ciltleri ve hafif bakıra çalan ten renkleri, altın sarısı ve lüle lüle saçları, güzel ve neşeli suratları; özetle, tüm benlikleriyle ' genus homo' nun yani insan türünün yeni ve muhteşem bir örneğini temsil ederken dış görünüşleri, sanki bizimkinden daha üstün bir ırk izlenimi veriyordu... paul lafargue, bu kısa kitabında kutsallaştırılan çalışma hayatının, işkolikliğin temelde insan türünün yozlaşmasına ve anamalcı sınıfın bunun üzerinden sürekli kendi lehine güç ve zenginlik devşirmesine değinmiş. kapitalist modernitenin ikiyüzlü bir yaklaşımla geniş kitlelere sürekli ve daha fazla çalışmayı enjekte ettiğini, ancak kitlelerin hiç kafasını kaldırmadan çalışmasından ve her gün daha fazla mesai harcayarak elde ettiği çalışma hakkı(!)ndan hiç de kârlı çıkmadığını, aksine kapitalist sınıfın gittikçe artan kâr hırsına hizmet etmesi gerçeğine eleştirel bir yorum getirmiş. tembellik hakkı'nın hiç de hafife alınır bir yönü olmadığına, aksine anamalcı sınıfın sömürü çarkına bir karşı koyuş olduğuna inanan lafargue, bunu tarihsel referanslar ve modern örnekler üzerinden temellendirmeye çalışmış. örneğin; antik yunan'da şairler, tembelliği bir lütuf olarak göstermişlerdir. ''ey melibe ,bir tanrı bağışladı bize bu aylaklığı'' der bir şair. isa, dağdaki söylevinde tembelliği öneriyordu: ''tarlalardaki zambakların gelişip serpilmesine bakınız; çiçekler ne çalışıyor, ne de yün eğiriyorlar. oysa söyleyeyim size, süleyman, tüm ihtişamı içinde bile daha göz alıcı kıyafetlere bürünmüş değildi.'' yine platon,''devlet'' adlı ütopik eserinde, doğanın meslekleri yaratmadığını,mesleklerin insanı yozlaştırdığını; yalan söylemeye ve aldatmaya özendirdiğini söylemiş. çiçero da çalışma dogmasını kötüleyerek, çalışma sınıfının yoz ve aşağı olduğunu söylemiş ve şöyle devam etmiştir: '' bir dükkandan saygıdeğer ne çıkabilir?'' ve '' tüccarlar yalan söylemeden para kazanamazlar.'' diye eklemiştir. lafargue, sıkı bir marksist ve aynı zamanda marks'ın damadı. tembellik hakkı'nı; sanayi toplumlarının çalışan sınıfı sürekli bir çalışmayla tutsak aldığı, bütün insani duygularını kuruttuğunu gösteren somut çağdaş örneklerle savunmaya çalışmış kitabında. '' kapitalist toplumlarda çalışma, her türlü zihinsel yozlaşma ile organik bozulmanın nedenidir.''... '' ekonomistlerin aldatıcı sözlerine kulak veren emekçi sınıfı, ruhen ve bedenen çalışmanın kötülüğüne teslim olmuştur. emekçiler, peşlerinde tüm toplumu, toplumsal organizmayı baştan başa saran sanayideki bu aşırı üretim krizlerinin içine sürüklüyorlar...çalışma dogmasıyla alıklaşan emekçi sınıf, sözde refah döneminde başlarına bela ettikleri aşırı çalışmanın, bugünkü yoksulluklarının asıl nedeni olduğunu anlayamıyorlar... paul lafargue (1842-1911) fransız siyaset adamıdır. marksist hareketin fransa'daki çalışmalarına öncülük etmiştir. tıp öğrenimi gördüğü sırada marksist düşüncelerle tanışmış ve ömür boyu inançlı bir marksist olmuştur. karl marks'ın küçük kızı laura ile evlenmiş ve yaşlanıp, eski gücünü yitiren insanın dünyada daha fazla kalmasının anlamsız olduğunu savunarak yetmişinde karısıyla birlikte intihar ederek yaşamına son vermiştir.
Tembellik Hakkı
Tembellik HakkıPaul Lafargue · Sarmal Yayınevi · 201010,1bin okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.