Kitabın başları güzeldi. Camilla'nın oynadığı oyun sayesinde Pierce'nin, annesinin yanına gelmesi ve annesinin yanında kaldığı sürede Camilla ile olan ilişkisinin ilerlermesi okuması keyifli kısımlardı. Özellikle ikilinin arasında geçen eğlendirme muhabbeti çok komikti. Hem Camilla'yı hem Pierce'yi sevdim, ki karakterleri sevdikten sonra kitabı sevmek benim için çok kolay aslında. Dolayısıyla bu kitabı da gayet severek okuyordum. Gelgelelim ortalara doğru kitap sıkıcı olmaya başladı. Camilla'nın sakladığı sırrın kitabı hareketlendirmesini bekledim fakat o da olmadı. Pierce'nin annesinin, oğlunu niye bıraktığını ısrarla söylememesi de beni çok irite etti. Yani tamam, ilginç bir sırdı ama oğlunu kaybetmek ve onun hayatını bu kadar kötü bir hale getirmek pahasına ısrarla sırrı söylememesi bir noktada bıkkınlık vermeye başladı. Karakterler desem, kitabın başlarındaki o sevimli hallerine inat itici hallere girdiler. Pierce'nin yaptığı teklifin saçmalığı ve Camilla'nın bu teklife tepkisinin seviyesizliği çok rahatsız ediciydi. Özetle, ilk yarısını sevip son yarısını hiç sevemediğim bir kitap oldu Öyle Bir Geceydi ki. Vasat kelimesi bu kitabı karşılamak için en doğru kelime olur sanırım. Zira çok kötü değildi fakat sevdim diyebileceğim bir kitap da olamadı.

Öyle Bir Geceydi kiSabrina Jeffries · Epsilon Yayınları · 2014120 okunma

·

94 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Baştankara