Gönderi
Kalbimize düşen taş
Hasan Ali Toptaş ince, hassas bir kalbe sahip olduğunu her kitabında hissettiriyor. Anlatması zor meseleleri öyle güzel bir dil ile bizim zihin soframıza sunuyor ki bu anlatıma kayıtsız kalmak mümkün değil. Batılı tasvir etme tuzağına düşmeden çok girift meselelerden ustalıkla çıkıyor. Eser bittiğinde sizde, düşünceye dalmış bir zihin, daha hassas bir kalp kalıyor.
Bu eserinde de seyir toplumu haline gelen bizlerin resmini çiziyor. Olaylara müdahil olmayan, hatta çekirdek çitleyerek acıları izleyen ve günlerce bunun tartışmasını yapan kimselerin çok uzakta olmadığını görüyoruz.
Kızın başına ne geldiği hakkında onlarca şey söylenebilir. Ama herkesin kendi kızına bakması gerçeğini gözümüzün önüne yerleştiriyor. Kızının gelişiminden haberi olmayan bir ailenin daha doğrusu babanın sonraki hali elden gidince kaybedilen değerlere ağlamanın boşluğunu işaret ediyor.
Roman bittiğinde Hasan Ali Toptaş'ın bize attığı acı bir gol var. Ben kendime de baktığımda o golü yiyenler içinde olduğumu dehşetle gördüm. Hala şu soruyu soruyorsanız siz de o golü yemişsinizdir. Yemeyenlere selam olsun
Sahi o kızın gözündeki yaşlar niye taş oluyordu?
·
2 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.