Gönderi

Osmanlılar, “Mukaddes Belde” diye adlandırdıkları Haremeyn bölgesi ve sakinleri için her türlü dikkat ve titizliği göstermekten çekinmiyorlardı. Bu sebeple Osmanlı sultanları, kendilerini oranın hâkimi değil, hizmetçisi (hâdim) olarak kabul ediyor ve kendilerine “Hâdimü’l-Haremeyn eş-Şerifeyn” (Haremeyn’in hizmetçisi) unvanıyla hitab edilmesinden son derece memnun oluyorlardı. Bu unvan, hemen hemen bütün fermanlarda zikredilmekte idi. Gerçekten Osmanlılar tarafından Mekke ve Medine halkına gösterilen saygı ve hürmetin benzerini pek az kimse gösterebilmiştir. Tabir caizse bir zamanlar “Allah elçisinin kabrinin bulunduğu bir toprağı, hayvan ayağı ile çiğnemekten utanırım” diyen ve Medine’de bu yüzden hayvana binmeyen İmam Malik gibi, Osmanlılar da bu beldelere karşı edeb dışı sayılabilecek her türlü hareketten çekiniyorlardı. Nitekim Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan ve 1830 tarihini taşıyan bir belge, bütün bu söylediklerimizi doğrulamaktadır.
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.