Kitabımız içerik bakımından çok zengin çünkü içerdiği betimleme, olay örgüsü, ele aldığı konusu karakter analizi tam tamına bir Zweig eseri ve yaratımı, insan olarak bazen kabul görmek istemediğimiz gerçekler vardır ve buna katılan durumlar ne olursa olsun, toplumun içinde dahi inkar edilebilecek düzeyde çünkü birey olarak yaşayıp toplum olarak yansıyabilme güdüsü, ben duygusu, acizlik ve en önemlisi anlamsız fakat herkesin beklediği ‘emeksiz başarı arzusu’. Oysa “Hiç olmayacak şeyler hiç olmamış şeylerdir,” değer yargılarına göre yaşayan bir insanın ümitsizliğe düşmesi söz konusu değildir.
Kitabımızda isminden anlaşılacağı gibi Satranç üzerinden bir olay örgüsü söz konusu, hiç başıma gelmez ve hatalarım hakikattir diyip nankörlükle yaşanılabileceğini gözler önüne mi sürüyorsun Zweig, üstelik 44 sonrası? Herkese iyi okumalar dilerim, kitapla kalın. :)