Şianğ-yanğ'daki Sonğ güçleri de savaşmadan teslim olmamaya kararlıydılar. Yeterince yiyecek ve suları vardı. Yalnız giysi, tuz ve benzeri çok zorunlu olmayan şeylerin eksikliği hissediliyordu. Uzun süre kuşatmaya dayanabilirlerdi. Yine de ara sıra kuşatmayı yarmak için birlikler gönderdiler. 18 Mart 1270 yarma denemesi bunlara bir örnektir. On bin yaya ve atlı savaşçı ile yüz tekne Moğol savunmasını aşmaya çalıştı. Moğol güçleri hazırlıklıydı. Liu Cınğ'ın elinde yüzlerce tekne vardı; Lu-mın Şan'daki kaleler yakın zamanda berkitilmişti ve yaklaşan düşmanın üzerine sürebileceği yeni savaşçılar gelmişti. Şiddetli bir çatışmadan sonra Sonğ güçleri ağır kayıplar vererek Şianğ-yanğ'daki üslerine püskürtüldüler. Sorumluluklarının bilincinde olan Sonğ yönetimi, kuşatılmış birliklere ikmal tekneleri yollamayı sürdürdü. Bunların çoğu hedeflerine ulaşamadı zira Moğol kuşatması aşılmaz görünüyordu. Yine de yönetim kuşatmayı yarmayı denemeye devam etti. 1269 Ağustosu'nda Sonğ komutanı Şia Gui, Lu-mın'ın birliklerinin üstüne üç yüz tekneyle yürüdü ama yenildi ve iki bin adamla elli tekne kaybetti... Ertesi yılın Ekim ayında, Fan Vın-hu, aynı şeyi başarmayı denedi. Onun kayıpları bin adam ve otuz tekne oldu. 1271 Ağustosu'nda bir yarma denemesi daha yaptılar. Bu girişim felaketle sonuçlandı ve iki bin Sonğ savaşçısı öldü. 1272 Eylülü'nde, üç bin kişiyle yola çıkan bir Sonğ gücü, kente ulaşmayı başardı ama bu zaferleri pahalıya patladı. İki komutanlarından biri olan Canğ Şun ve adamlarının çoğu öldü. Taşıdıkları malın çoğu kayboldu ya da yok oldu. Bu kurtarma kuvveti, büyük zorluklarla ulaştıkları kaleden çaresizlikle geri çıkmaya çalıştığı zaman da bir tuzağa sıkıştı. Önderleri de, birliğin çoğu da esir düştü. Moğol kuşatmasının fazlasıyla etkili olduğu açıktı ama Moğol kuvvetleri de savunanları tüketemiyordu. Şianğ-yanğ'ı ve Fan-çınğ'ı Sonğ devletinin geri kalanından ayırmışlardı ama inatçı garnizonu dize getiremiyorlardı. Ağır kayıplar vermeden kalelere saldırmanın yolu yoktu, o zaman bile başarı kesin değildi. Ancak Moğol güçleri saldırmadan bekleyecek olurlarsa da kuşatmanın ne zaman sona ereceği bile belirsizdi. Bu açmazı kırmaları gerekiyordu. Moğolların aradığı çareyi iki Müslüman mühendisin yardımları sağladı. Kubilay, Fan-çınğ ve Şianğ-yanğ'daki direnişi kırmak için gereken uzmanlığı sağlaması için İran'daki yeğeni Abaka İlhan'dan yardım istemişti. Abaka, onun bu isteğine 1271 yılında İsmail ve Alaeddin adlı iki kişiyi göndererek yanıt verdi. Moğol sarayında kısa bir süre kalan bu iki Müslüman, 1272 sonlarında savaş bölgesine geçtiler. Ortamı inceleyip, savaş makineleri yapmaya koyuldular. Büyük kayaları uzun erime fırlatabilen iki mancınık yaptılar. Moğol birlikleri bu araçları Aralık ayında Fan-çınğ'da kullanmaya başladı. Böyle bir ağır atış desteğiyle, Arık Kaya sonunda kaleye saldırabilecekti. Kaya yağmuru altında ezilen Sonğ kuvvetleri ilerleyen Moğolların önünde duramadı ve Fan-çınğ birkaç günde düştü. Fan-çınğ'ın düştüğü haberi Lü Vın-huan'a ulaştığı zaman, Şianğ-yanğ'daki adamlarının böylesi bir saldırıya çok dayanamayacaklarını anladı ama hemen boyun eğmedi. Bu yüzden Müslüman mühendisler, "kalenin gücünü inceleyip, kentin güneydoğusunda bir makine kurdular. Kayalar 150 kati [90 kg-ç.] ağırlığındaydı. Araç çalıştığı zaman gürültüden yer ve gök birbirine giriyor, kayanın çarptığı her şey kırılıp dağılıyordu. Rakibin üstün atış gücünü kabul eden Lü, Mart sonlarında teslim oldu. Neredeyse beş yıl süren bir kuşatma sona ermişti ve "barbarlara" karşı Sonğ direnişinin önemli bir simgesi de silinmişti. Herhalde Sonğ yönetiminin morali çökmüştü. Önemli savunma noktalarından biri aşılmıştı. Stratejist ve siyasetçi Cia Si-dav, itibarını kaybetti ve geri kazanmak için, Sonğ ordusunu bizzat yönetmeyi denedi. Ayrıca, artan askeri harcamaları karşılamak için ilk kez Budacı ve Taocu manastırlardan ek vergi toplamaya kalkıştı. Ancak bu çabaları ters tepti. Onu destekleyen, hiç değilse köstek olmayan Budacı ve Taocu din adamları ona karşı döndüler. Askeri çabaları sonuçsuz kaldı. Şianğyanğ'ın düşmesinden sonra, Moğolların Hangcov'daki Sonğ başkentine yürüyecekleri kesindi ve Cia da yaklaşan düşmanı kentin kuzeybatısında karşılamaya çıktı. Bu sefer, birleşik bir Moğol ordusu ve çok yetenekli bir Moğol komutan ile karşılaştı. Şianğ-yanğ'ın çökmesinden birkaç ay sonra Kubilay'a yazılan bir methiyede Şı Tien-dzığ bütün Moğol gücünün başına bir kişinin atanmasını önermişti. Böyle bir önder olmazsa kargaşa çıkacağını, gecikme ve çekişme yaşanacağını savunuyordu. O sıralarda ölüm döşeğinde olan Şı, burada kendini öneriyor değildi. Askeri harekatta düzgün bir emir komuta zincirinin ne kadar önemli olduğunu biliyor ve bunu vurguluyordu. Kubilay sadık dostunu dinledi ve belki de o kuşağın en yetenekli savaşçısı olan Bayan'ı 1273 yazında bütün sefer ordusunun komutanı seçti. Ulu Kağanların buyruğunda çalışmış köklü savaşçılar soyundan gelen bir Türk olan Bayan, gençliğinde Kubilay'ın kardeşi Hülagü'nün altında İran ve Ortadoğu seferlerinde görev yapmıştı. 1260'ların ortalarında doğuya döndüğünde, dikkat çekici bir subay olarak hemen ünlendi. Kubilay onun hakkında, " [Bayan] devlet işleriyle uğraştığı zaman, saraydaki diğerlerini gölgede bırakıyor," diyordu. Ona giderek artan sorumluluklar verdi ve son olarak da Çin'deki bütün orduların genel komutanı yaptı. Bayan, 1274 sonları ve 1275 başları boyunca Sonğ üzerine acımasızca yürüdü. On yıllardır Moğolların işine yarayan taktikleri uyguladı. Bir yerleşime ya da kaleye yaklaştığı zaman teslim olmalarını istedi. Kent halkı ya da komutanlar bunu reddederse, iki Müslüman mühendisin Moğollara sağladığı mancınık ve alev makineleriyle saldırdı.