...
Giderken, avucuna kına, boynuna ipek mendil. Davul zurna. Dönerken, turna katarı. Kurban bayramı. Top arabası.
Böyle mi dönülür baba ocağına? "Fe eyne tezhebûn?" Nereye? Annem, böyle gitmeleri kimden öğrendin sen? Öyle gittin böyle mi geldin sen?
...
Her birinde bir hayatın var ki hikâyelere sığmaz. Üç kuruşluk asker maaşını annesine gönderen, kapısız sıvasız evin onbaşısı da sen. Tezkeresine sayılı gün kalan da, kendisinden geriye iki yetim, iki bebek hecesi kalan da. "Kiminiz nişanlı, kiminiz evli." Eve barka karışmamış, asker tıraşı sonrasına, bir tutam sırma saçın kokusunu bırakan da.
...
Şimdi ki gidenin kalandan değil, yaşayanın ölenden helâllik dilediği tek mecliste. Annem, hakkını helâl et bize.
Sayfa 57Kitabı okudu
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.