Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
BİZİ KÖR KUYULARDA BIRAKAN YAZAR
Okuduğum kitapları bir zaman sonra kıyısından köşesinden ya da tastamam tekrar okuma huyum var. Ama Hasan Ali Toptaş’ın Beni Kör Kuyularda romanı öyle bir roman değil. Bir hafta sonunun sabahı elime aldım kitabı, akşam son satırı okuyup kapattım kapağını. Metaforların ve dahi betimlemelerin efendisi Toptaş “anne sütünden yapılmışa benzeyen sıcacık bir sesle” diyerek sizi bir kıyıdan alıp; “ağlayınca da gözlerinden yaş yerine yaş büyüklüğünde taşlar döküldü, ıslak ıslak ortalığa saçıldılar” diyerek bir başka kıyıya bırakıyor, huyu olduğu üzere. Ama yine de tekrar okuyabileceğim bir kitap değil bu. Çünkü ayna tutuyor Toptaş. Ama ayna tutarken de öfkelendiriyor, içinizi daraltıyor, nefessiz bırakıyor. Çünkü o aynada gördüklerinizi tekrar görmeye içiniz elvermiyor. Çünkü kötü adamlar değişse de kötülükler değişmiyor, aksine katmerleşiyor. Kötülükler karşısında kör ve dilsiz olmaktan da öte, kötünün ezip ufaladığı düşkünün düşkünlüğünden arsızca seyirlik keyif alan kitleler de değişmiyor. Oysa o kitleler ki riyadan ve korkudan bir an için dahi sıyrılsa, ah sıyrılsa, kötüler de kötülükleri de yerle yeksan olacak. İyilerse az. Az oldukları için de nefesleri yetmiyor, sesleri çıksa da ya boğuyorlar o sesi ya da duyan olmuyor. Her satırda şimdi bir yerden çıkıp gelecekmiş hissi verse de, bu zorbalığa dur diyecek, bu distopyayı elbet ters döndürecek o kahraman da bir türlü gelmiyor. Önce belki Güldiyar’ın (gül-diyar: canım-memleket, sen, ben, biz?) başına gelen felaketi ya da Hüseyin’in (beklenen ama gelmeyen kurtarıcı) ne zaman ortaya çıkacağını merak edecek; Cevher’den felaha dair bir hareket, Halil’den bir keramet bekleyeceksiniz ama bunların hiçbiri olmayacak. Ve muhtemeldir, Bahar’ın apansız gidişini anlamlandırmaya çalışacak; zulmün en acımasızına mahkum bir diğer kurban Muzaffer’in, tam da bu sebeple isyan edeceğini ve bizi bu karabasandan uyandıracağını umacaksınız ama yine hiçbir şey olmayacak. Son satırın son noktası geldiğinde, ne havada kalmış onca sorunuza bir cevap bulacaksınız (sahi bunun bir önemi var mı?) ne de iyiler kazanacak. Belki de bundan kendinizi eksik hissedecek; hele etrafına bakan ama etrafını gören bedbahtlardansanız, ayna yüzünüze tutuldu diye daha bir içiniz sıkılacak, daha bir ruhunuz daralacak. Toptaş’ın yapmak istediği belki tam da budur. Kim bilir?
Beni Kör Kuyularda
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,2bin okunma
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.