Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
Bölümsüz Kitap Yapmışlar
İnsanları gerçek anlamda tanıyor muyuz? İnsanlar gerçek yüzlerini saklamakta ne kadar yetenekli? Gerçekten sevdiğimiz insana kötü şeyleri kondurabiliyor muyuz? Aşık olduğumuz insanlar ya bir ruh hastasıysa? Zamanımızın sıkıntılı durumlarından biri bence. İnsanlara yeterince güvenmekte zorluk yaşıyoruz ya da gerçek anlamda güvendiğimiz insanların kötü huylarını asla kabul etmiyoruz. Her insanın içinde sıkıntılı bir insan vardır. Bazılarımız bunu çok güzel kontrol ederiz. Bazılarımız ise bunu yansıtmaktan asla çekinmez. Bazıları ise içlerindeki yansıtıp saf ayağına yatıyorlar. Kendi kafalarında oluşturdukları bir dünyanın içine hapsoluyorlar. Kimi insanlar bunu net bir şekilde görüyor ama kimi insanlarda iyi niyet ve saflık adı altında kabul ediyor. Yapmamız gereken şey kenara çekilip insanları gözlemlemek. Hayatımıza alıp onu sevip bağlanmadan önce bize verebileceği zararları göz önüne almaktan geri kalmamalıyız. Ama bizler bunu yapmak yerine insanlarda daima sevecek nokta arıyoruz. Sevecek noktayı bulduğumuz zaman da etrafımızdaki insanlar bizi ne kadar uyarmaya çalışsa da asla duymamayı tercih ediyoruz. Duyduğumuz zaman galiba her şey için çok geç oluyor. O bakımdan size "Etrafınızdaki insanları dinleyin demeyeceğim." çünkü biliyorum ki asla dinlemeyeceksiniz. Katya'nın Yazı aslında bize tam olarak bu konudan bahsediyor diyebiliriz. Bir taşra kasabasına Paris'ten gelen burjuvaların, nereden geldikleri kasaba halkı tarafından merak konusu haline gelir. Bu burjuvaların etkileşim kurmak zorunda oldukları doktor dışında kasabada herhangi bir arkadaşları yoktur. Arkadaş edinmekten de kaçınmaktadırlar. Doktorun bir kız bir erkekten oluşan ikiz kardeşler ile tatlı bir arkadaşlıkları oluşmuştur. Sırlarla dolu dünyalarında erkek olan kız kardeşini ve babasını korumakta ne kadar başarılı olacaktır? Doktor arkadaşını dinleyip bu gizemli aileden ne kadar uzak kalabilecektir? Diyerek sizi merak ve gizem dolu dünyaya davet ediyorum. Kitaba başladığım zaman biraz adapte olmakta zorlandım çünkü alışık olmadığım bir durum vardı. Kitapta hiç bölüm yoktu. 200 sayfa tek bölümden oluşuyordu. Kitap okurken ara vereceğim zaman genellikle bölüm bitirip öyle ara verirdim. Ama bu kitapta kendime ara verecek nokta asla bulamıyordum. Sanki bir anda okuyup bitirmem gerekiyormuş gibi hissettim. Bu da beni biraz kitaptan uzaklaştırdı. Ama okumaya başladığım kitabı bırakmayı sevmediğim için kendimi okumaya zorladım. Hatta son 50 sayfada adapte oldum diyebilirim. "İyi ki okumuşum, iyi ki böyle bir kitap bana hediye edilmiş." dedim kitabı bitirdikten sonra. Ben sabırlıyım, ben alıştığım şeylerin dışına çıkarım diyebiliyorsanız Katya'nın Yazı ile keyifli okumalar .
Katya'nın Yazı
Katya'nın YazıTrevanian · E Yayınları · 20171,754 okunma
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.