Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Howard, bir zamanlar bir yavru kedim vardı. Bana bağlanıverdi sefil yaratık. Sokağın çamurlarından gelme, pire dolu bir hayvan. Sırf kürk, çamur ve kemik. Peşimden eve geldi. Yemek verdim, sonra dışarıya attım. Ertesi gün geri geldi. Sonunda eve aldım. On yedi yaşındaydım o zamanlar. Gazette'de, çalışıyordum. Hayatım boyunca uygulayacağım çalışma biçimini öğreniyordum. Dayanabiliyordum, ama hepsine değil. Bazen iyice kötü oluyordum. Genellikle akşamları. Bir keresinde kendimi öldürmek istedim. Kızgınlıktan değil. Kızgınlık beni daha hızlı çalıştırırdı. Korku da değil. Tiksinti, Howard. Dünya tümüyle su altındaymış, o su da hareketsizmiş gibi bir tiksinti. Lağımlardan taşan, her şeyi kemirip çürüten, gökyüzünü bile, benim beynimi bile çürüten bir su. Öyle zamanlarda, o kedi yavrusuna bakardım. Benim nefret ettiğim şeyleri bilmiyor o, diye düşünürdüm. Asla bilemeyecek. Temiz o. Salt anlamda temiz. Çünkü dünyanın çirkinliğini anlayamıyor. O ufacık beynin içindeki bilinç düzeyini hayal etmek, onu paylaşmaya çalışmak, o temizliğe ve özgürlüğe ulaşmaya çalışmak ne kadar rahatlatıcıydı, anlatamam. Yere uzanır, yüzümü o kedinin karnına dayardım. Mırıltılarını dinler, kendimi daha iyi hissederdim ... İşte, Howard, böyle durum. Ofisine çürük kokan bir rıhtım, sana da sokak kedisi demiş oldum. Benim saygı gösterme biçimim de bu."
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.