Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

127 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
AMA BU HAKSIZLIK!
Pollyanna, hem öksüz hem de yetim minik bir kız... Onu “görev icabı” kabul eden teyzesinin yanına gelmek zorunda kalıyor. Çünkü teyzesi Bayan Polly, yeğenini Kadınlar Yardım Derneği’nin bakımına bırakmayı şanına yakışmayacağına inandığı için yanına almak zorunda hissediyor. Sevgiye küsmüş bir teyze o... Pollyanna oynadığı “mutluluk oyunu” ile yatalak hastasından depresyona girmiş annesinin gençlik aşkına dek herkesin yardımına koşuyor. Rahip babası bu oyunu ona öğreterek onun acılara karşı bir kalkan oluşturmasını sağlamış aslında. 1000k okurlarının bazılarının Pollyanna’nın Hıristiyan misyonerler tarafından insanları uyuşturmak amacıyla yazıldığına ve kitabın yazarının çocukların beynini yıkamak amacıyla bu kitabı yazdığına dair öngörüleri var. Bir noktaya kadar doğru olabilir bu tez. Öte yandan yazarın dindar olması misyonerlik yapmaya çalıştığı anlamına gelir mi? Kitapta geçen “Anlaşılan onların Derneği, Hindistan'daki misyonerlere yardımla tanın­mıştı. Pollyanna bu lafları da pek anlayamamıştı. Bu kadınlar yolladıkları parayla ne yapılacağına aldırış etmiyorlardı galiba. Sa­dece en fazla para yardımı yapan dernekler listesinin başında kendi isimlerinin bulunmasını istiyorlardı. Bu da Pollyanna'nın garibine gitmişti.” ifadesinde Doğuluları küçümseme anlamını görmek çok zorlayıcı bir bakış açısı gerektirir. Pollyanna üzerinden yazar misyonerlerin en fazla para yardımı yapma ve bu uğurda iyilik yapmaktan ziyade misyonerlik yapma hırsına eleştiride bulunmakta. Öte yandan Pollyanna’nın babasının rahip olması yargılanması gerekmeyen bir durum. Çünkü din adamlarının iyiliksever ve insanları doğru bir hayata yönlendirmek olduğu düşünülürse gerçekten dindar bir rahibin kızını olumlu yönde etkilemesine kızmak abes olacaktır. Pollyanna, insanlarla “mutluluk oyunu” oynarken insanları yaşadıkları durumları kabullensinler diye uyuşturmamakta. Tam tersine olumsuz durumu görüp buna rağmen nasıl doğru bir yöntem ve olumlama bularak bu olumsuzluktan kurtulabileceklerine dair çözümler bulmaya yönlendirmektedir. Annesini ve babasını kaybetmiş, onu sevmeyen bir teyzenin evinin cehennemi andıran çatı katında yaşamak zorunda kalan bir küçük çocuğun bu durumu kabullenmekten ziyade bu durumu daha güzel nasıl hale getirdiğini görmekteyiz kitapta. Ne yapsa mutlu olurduk sevgili okurlar? Oturup ağlayıp kahrolup gözlerinin ışığı sönüp teyzesinin “görev”lerine biat etse mi? Hayır! Pollyanna mücadelenin simgesidir. Daha iyiye doğru bir mücadelenin. İnancın, mücadelenin, umudun... Bacakları tutmadığında “mutluluk oyunu”nu oynamaya ara verdiğinde onun bile dayanamayacağı anlar olabileceğini ama yine dimdik ayağa kalkacağı ümidini verir bize yazar. Kendi zayıflığımız ve ayakta kalmakta zorlanmamız bizi öyle derinden sarsmış ki bu kitabın kahramanının bu minik yaşında yaşadıklarına rağmen dimdik ayakta kalmak için bulduğu yöntemlerinin ve gücünün olması bizi kahrediyor. Çok yazık! Çocukken değil her yaşta okunmaya müsait ve okunası bir dünya edebiyatı klasiğidir.
Pollyanna
PollyannaEleanor H. Porter · Altın Kitaplar · 19779,2bin okunma
··
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.