Dikkat spoiler içerir.
Eski emniyet müdürü olan yazarın Eskişehir Emniyet müdürü olarak çalışırken bir tanıdıktan gelen talep üzerine Ankara'ya gitmesi ve burada Maraş'tan Cizre'ye uzanan, güneydoğu özeti olan bir olayla karşılaşması anlatılıyor. Ahmet Dokumacı' nın babası ile pamuk yetiştirmek için Cizre'ye gitmesi, burada kendi dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşması, Hüseyin ile olan dostluğunun yavaş yavaş pekişmesi anlatılıyor. Devlet memurlarının vatandaşa sert tutumu, ağalık düzeni ve getirdiği sıkıntılar, sınırın ötesine rahatça geçmesi, kaçakçılık işleri de detaylıca anlatılıyor. En sonunda Hüseyin'i sınırdan geçerken vurulması, küs olduğu kardeşi Ayşe ve onun oğlu Emin 'e Ahmet'in kol kanat germesi, sonrasında çocuğun örgüte katılması anlatılıyor. O dönem yeni yeni adını duyuran Apocular grubuna katılması, sonradan pişman olup geri dönmek istemesi, kır eğitimi, örgütün insanlara temel yaklaşımı gibi konular da yer alıyor. Özellikle güneydoğu bölgesi ile ilgili olarak anlatılan konular çok yüzeysel kalmış. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.