Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
G.G.Marquez’in “sabrım tükenene dek bölük pörçük, kavga dövüş okudum” cümlesi kitabı benim gibi ilk kez okuyanlar, okuyabilmeye çalışanlar için eminim ki çok şey ifade ediyor.. Bir çok konuya atıfta bulunup gönderme yapan, okurken bir yandan da sürekli bir şeyler araştırmanızı gerektirecek bir eser. Bir elimde Erkmen’in Ulysses sözlüğü diğer
Ulysses
UlyssesJames Joyce · Yapı Kredi Yayınları · 20231,071 okunma
·
105 görüntüleme
F.A okurunun profil resmi
Hemingway "onu Joyce yazmadı, homeros yazdı" der. okumadan önce şu da okunmalı listesinde ilyada ve odysey de olmalı. Ancak liste bitmez bütün bir greko-romen dünyasının zihin serüvenine atıfla dolu. kitab-ı mukaddes (eski-yeni ahit), kısa dünya tarihi, roma tarihi vs. Ben de sizin gibi iki kez ulysses sözlüğü ile başlayıp yarım bıraktım. Tekrar başlarsam bu kez sözlüksüz sadece bir kez kendi birikimimle hızlıca ne kadar okursam artık diyeceğim. İkinci yarım bırakma teşebbüsümün hemen ardından Tutunamayanlar'ı elime aldım. Daha önce iki kez okuyup bitirdiğim kitabı bu kez altını çizdiğim yerlere göz atmak gayesi ile ele aldım. Baktım epeyce benzerlik var benden önce bundan bahseden olmuş mu ki diye googllayıp baktığımda hakkında bi dolu makale yazılmış olduklarını gördüm. academia.edu/38023183/ULYSSE... turkoloji.cukurova.edu.tr/YENI%20TURK%20E... Joyce yaklaşık 17 dil bilen bir poliglot, tıp tahsilini bırakıp hovardalığa vurmuş. Ulysses'i sadece bizim gibilerin değil çoğu kimsenin anlamamış olmasına içerlediğinden midir bilinmez son nefesini vermezden önce son cümlesinin "kimse de mi anlamamış? " olması dramatiktir. Keyifli okumalar demeyeceğim, sabırlar diliyorum.
Figen Uz okurunun profil resmi
F.A
F.A
Bu yönden hiç düşünmemiştim ama Tutunamayanlar’ı okurken bu denli zorlandığımı hatırlamıyorum. Ki Oğuz Atay da yerli ve milli modernistlerimizden. Bu yönde düşünmeniz çok mantıklı. Onun tekniği iç monolog ve bilinç akışı karışımı gibiydi kitabında. Kitabın içine, sağlam bir biçimde okuduğunu anlayarak, zihninde yorumlayarak girebilmek bence asıl sorun. Tutunamayanlar’ı okuduğumda yazarın kara mizahı okurda kitap hakkında bir tahlil yönü geliştirebiliyordu. İçselleştirebiliyorsun, bazı cümlelerinde kendinden bir parça bulabiliyorsun. Ama bu kitapta ilk 50 sayfayı bitirdiğimde zihnimde koca bir boşluk vardı. Ben ne okudum şimdi bu neydi dedirtiyor. Ve bıraktım. Başa sarıp tekrar okudum. Bazı sayfaları bazı cümleleri tekrar tekrar okudum. Neyi nasıl düşünmem gerektiğini bile anlamadım çoğu kez. Kitapta hangi satırların altını çizmeliyim ikilemi yaşıyorsa bir okur bence o kitabın içine girememiştir. Bende böyle oldu..
F.A okurunun profil resmi
Roland Barthes eserlerinin başka bir dile çevrilmesine karşı çıkmıştır. İlk duyduğunda “baba biz Fransızca bilmiyoruz diye ölelim mi yani?” Dedirten bir anlayış gibi geliyor ama değil. Boris Viian’ı da Türkçe’sinden okuduğumu söyleyince Frankofon “oyuncu-yazar”ımız yüzünü ekşitip “Türkçeleştirilince ondan geriye bir şey kalmaz ki” demişti. “Onun kelime oyunlarının Türkçe’de karşılığı yok” diye de eklemişti. Herkes Ulysses’in 20.yy edebiyatının üç büyük romanından biri olduğunda hem fikir. Biçim olarak tamam, Ama ne vermiştir? Ne kalır? Ne öğretir? diye sorduğunuzda aynı cevabı alır mısınız bilmem. Tutunamayanlar’da bir dolu cümlenin altını çizer durursunuz. “Lafa bak bunu ben söylemeliydim” dersiniz. Neden? Çünkü bu memleketin içinde yaşamış ve kendini Türkçe ifade eden birinin söyledikleridir de ondan. Woody Allen’in laflarına filmlerine tebessüm edersiniz, ama Cem Yılmaz sizi kahkahadan yerlere yatırır. Size sizi anlatır çünkü, bu yüzden harbiden komiktir. “Ne kaldı peki?” diye fazla sorgulamadan okunmalı bence.
Mustafa Mmustafa okurunun profil resmi
Keşke öncesinde okunması gereknleri de yazsaysınız, teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.