Bayağı bir sanatçı, popçu-rockçı-ressam ve ne varsa, tanıdım. Hiçbiri yeni bir olaydan haberdar değildi. Gerçekçilikten ve yenilikten bihaberdiler. İçkinin, bizim gibi adamlar için ekstra bir değeri olmadığı günlerden geçiyordum. Sadece içip anı unutmaya çaba göstermek için içiyorduk artık. Benim sürecim de tam böyle bir durumdaydı: Gerçeklikle yüzleşmek istemiyordum.
Sokaklara çıktığımda bir ton insan yığını görürdük, leş gibi kokarlar ve bezgindirler, hayattan soğumuşlar. Bu hayatta daha ne kadar bulunabilecekler acaba, diye düşünürdüm ve bunun yanında, olabildiğince akşamdan kalmalığı kutsuyordum.