Saf ve masum gençler üniversiteye çocuksu kanıcılıkIa giderler ve her türlü bilgiye sahip sözde profesöre, hatta varoluşumuzun küstah sorgulayıcısına, şöhretinin bin dilden coşkuyla duyurulduğunu işittikleri ve derslerini yaşlı başlı devlet adamlarının takip ettiğini gördükleri adama korkuyla karışık hayranlıkla bakarlar. Dolayısıyla onlar oraya öğrenmeye, inanmaya ve saygı duymaya hazır olarak giderler. Şimdi bu yargı gücünden yoksun masum gençlere felsefe adı altında tepetaklak edilmiş tam bir düşünce karmaşası, varlık ve hiçliğin özdeşliği öğretisi, sağlam bir kafadan her türlü düşünceyi silip çıkaran bir sözcükler halitası, kaçıklar yurdunu hatırlatan saçma sapan lakırdı sunulursa ve Hegel'in öğrenciler için hazırladığı ders kitabından hareketle çürütülmez ve karşı konulmaz biçimde gösterdiğim gibi, bütün bunlar su katılmadık cehalet ve görülmedik bir ahmaklığın çeşnileriyle süslenmişse, o zaman bu gençler böyle bir boş laf kalabalığına bile saygı göstereceklerdir.