Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Milliyetçilik Fikri Suçlanıyor 'Buralarda Atatürk'ün de içinde bulunduğu ve kendisini mensup saydığı Türk Milliyetçiliği fikri suçlanmaktadır. İddianamenin örgütün düşünce yapısı bölümü Türk Milliyetçiliğini nasyonal sosyalizme benzetme garabetiyle başlar. Savcılık makamı bu benzerliği göstermek maksadıyla milliyetçilik için normal olan bazı duygu ve düşünceleri de nasyonal sosyalizm adı altında suçlar. İddianamenin ı20 nci sayfasında şöyle deniliyor: "Geniş. tabanı ve özellikle genç kesimi yanma almayı başaran nasyonal sosyalizm bu ilişkiyi sürdürmek ve artırmak amacıyla bu ülkeye adeta dinsel bir inançla ağırlık duygusunu ve heyecanını aşılamıştır. Bu toplumsal grupları ortak bir ülkü ve inanç etrafında birleştirip devamlı bu duygularına hitap ederek içlerindeki ateşi daima canlı tutmuştur." Görüldüğü gibi insanları ortak bir ülkü ve inanç etrafında birleştirmek dahi Savcılıkça nasyonal sosyalizm sayılmakta ye suçlanmaktadır. Halbuki Atatürk, milleti tarif ederken mefkure, yani ülkü birliği ve birbirine bağlı vatandaşlar tabirini kullanır. Medeni Bilgiler Kitabı, Sayın Afet İnan'ın yazdığı, 1969 basım, sayfa ı8. Anayasanın başlangıç kısmında da Türk milliyetçiliğinin niteliklerinden biri, bütün fertleri milli şuur ve ülküler etrafında toplamaktır. Bu vaziyete göre savcılık Anayasayı da Atatürk' ün millet anlayışını da nasyonal sosyalist saymakta ya yargılamaktadır. Nasyonal sosyalizm, vatandaşların ortak ülkü ve inançlarına hitap ederek içlerindeki ateşi daima canlı tutuyormuş, adeta dinsel bir inançla bağlılık duygusunu ve heyecanını aş diyormuş, bundan daha tabii ne olabilir? Atatürk de gençliğin kendinden geçercesine milli fikirlere gark olmasını ve mukabil fikre şiddetle ve fedakarca mücadele etmesini istiyor. Yeni neslin bütün ruhi kuvvetlerine bu vasıfların ve kabiliyetlerin zerk edilmesini, yani kullanılmasını istiyor. Atatürk kendi el yazısıyla aynen şuhları yazıyor, kendi el yazısıyla. "Mükemmel bir millette milli ahlakiyet icapları, o millet efradı tarafından adeta bişuuruna, yani şuursuzca, vicdani, hissi bir saikle yapılır. En büyük milli his, milli heyecan işte. budur. Millet analarının, millet babalarının, millet hocalarının ve millet büyüklerinin evde,, mektepte, orduda, fabrikada, her yerde ve her işte millet çocuklarına, milletin her ferdine bıkmaksızın ve mütemadiyen verecekleri milli terbiyenin gayesi işte bu yüksek milli hissi sağlamak olmalıdır" diyor Atatürk. Yine Afet inan hanımın "Medeni Bilgiler" kitabı, sayfa 361. Gençliğin kendinden geçercesine milli fikirlere gark olmasını isteyen, milli icapların, millet fertleri tarafından adeta şuursuzca yapılmasını isteyen ve bunların herkes tarafından, her yerde, bıkmaksızın ve devamlı olarak telkin edilmesini isteyen Atatürk bir nasyonal sosyalist miydi? Asla. Yoksa burada, onun bu yüce fikirleri mi bu iddianameyle yargılanmak isteniyor? Savcılık makamı Türk milliyetçiliğini nasyonal sosyalizme benzeterek adeta dinsel bir inançla bağlılık duygusunu ve heyecanını aşılamıştır derken, acaba Yakup Kadri'nin Atatürk için söylediği Türklüğü, bütün Türk olan şeyleri dindarane bir aşkla sevdiğini biliyorum sözlerini mi suçlamak istemektedir. İçlerindeki ateşi daima canlı tutmuşlardır, suçlamasında bulunurken Atatürk'ün Türk halkını ateşin milliyetperver olarak nitelemesini mi kastediyor? İddianamenin, ülkücü örgütün ülkemizdeki gelişimi başlıklı bölümünde maalesef Türk Milliyetçiliğinin tarihi topyekün suçlu sayılmaktadır. Anayasanın girişinde Türk Milliyetçiliği tarifinin yer aldığı bir ülkede ve bariz vasıf milliyetçilik olan Atatürk'ün doğumunun ıoo ncü yılını kutladığımız bir zamanda, milliyetçiliğin bütün tarihiyle mahkeme önüne çıkarılmasından daha utanç verici ne olabilir? Ancak istila ve işgal altındaki bir millet milliyetçilik yaptığı için suçlanabilir. Şimdi bu utanç verici tabloya bir göz atalım: Milliyetçi, ülkücü düşüncenin tarihi akış ve gelişim süreci içinde bakınız ne gibi kuruluşlar yer alıyor. Biraz evvel saydığım kuruluşlar. Bunların faşizmle hiç bir zaman alakası olmamıştır, nazizmle hiç bir zaman alakası olmamıştır. Bu iddianame ile biz suçlanmak istenirken, maalesef Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş felsefesi olan Türk Milliyetçiliği suçlanmış ve Türk Milliyetçiliği sanık sandalyesine oturtulmuş, dava edilmiştir. Doğumunun ıoo ncü yıldönümünde Atatürkçülük ve Atatürk dava edilmiştir. Bu daya Türk milletinin hayatında, Türk devletinin hayatında ölümcül bir yara açmıştır. Bu yaranın yetkililerce en kısa zamanda tedavisinin, çaresinin bulunmasını cam yürekten temenni ediyorum. Bu bahsi burada bağlıyorum.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.