“Hayatın aldığı ve yorduğu bir dolu insan. Biz. Hepimiz. Her birinin emeğimden, o emeğin dalından üzümler belirecek, üzümlerin yaprağına pirinçler sarılacak, suyu kederli yüreklere neşe, neşeli olanlara gevezelik, gevezelere suskunluk verecekti. Kim neye muhtaçsa. Orada. Olmaktaydı. Hayat. Hazırlanmaktaydı. Kurulmaktaydı. HAYAT BİR ÇABA.” Evet, hayat bir çaba ve biz bu çabada boğulanlarız. Öyle ki Feryal’in soğukluğuna ve sevgisizliğine, İsmet’in hep onu mutlu etme uğruna baştan başlamalarına, Doruk’un bir kadından/karısından/Gülnur’dan kaçıp yalnızlıktan medet ummayı beklerken yine bir kadına/Leyla’ya ilgisine, Leyla’nın eşini çocuğunu bırakıp gerçek aşkı başka bir kadın olan Deniz’de bulmasına, Ahmet ve Meryem’in kaçış ve yepyeni bir hayata adım atma uğraşlarına, Nilüfer’in hayatı boyunca sevdiği tek adamın oğluna yeni bir anne olma umuduna ev sahibi olan bir hayatın içinde boğulanlar, boğuşanlarız. Her bir karakteri tek tek yaşattı bana Değerli Yazarımız Nihan Eren; hatta sadece bunlar değil, yeri geldi o ressam ve Salih Usta bile oldum. Nihan Eren, zaten Yavaş ve Kör Pencerede Uyuyan kitapları ile oldukça etkileyici bir kalem olduğunu ispatlamıştı ki Hayal Otel ile çok daha ötesine ulaşmayı başarmış. Diğer iki kitabı ile ulaştığı yüksek seviyeyi, bu kitabı ile çok daha yükseklere eşsiz bir sıçramayla ulaştırmış. Hele ki o kasırga... Sanki otelin dışında veya kasabada değil de, herbir karakterin içinde ayrı ayrı kopmuştu. Ve müthiş anlatımı ve içselliği ile o kasırgayı kitabın başından sonuna kadar içimde de kopardı. Bu edebi haz için teşekkürler Sayın Nihan Eren.

Hayal OtelB. Nihan Eren · Yapı Kredi Yayınları · 2020256 okunma

·

38 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

AyşenErdal